M. E. Bakanı
ANKARA
KONU: Bilinç
konusunda otodidakt (özöğrenimli) olduğumun tescili
Özümden çok sevdiğim
sayın Dr. Nabi Avcı,
Çevre, tüketim, trafik, sağlık,
vergi, rüşvet, iş ahlakı (Ahilik), milli servet, imar ve her şeyi devletten
bekleme gibi alanlarda başlattığımız, insanı, davranışlarını ve nedenlerini
araştırdığımız, bazıları yerel bazıları merkezi yönetimin sorumluluk alanına
giren, devletin “iş yükü”nü azaltmayı öngören, “Bilinç Çağı İnsanı” olmamı
sağlayan çalışmaları yaparken yaşam biçimim kökten değişti:
* “Yasa Bağımlısı” oldum.
* Kendimi tanımağa başladım.
* “ Diğerkâm bir kişilik” edindim.
* “Yurdu ve milleti özden çok sevme” ve
“yaratılanları Yaratan’dan ötürü sevme” ilkelerini özümsedim.
* Bu çalışmaları yaparken, bilinç konusunda
uzmanlaştığımın, otodidakt (özöğrenimli)
olduğumun farkına vardım ve kendimi Bilinçolog olarak tanımladım.
* “Bilgi Çağı”nın “yeti” sözcüğüyle sınırlı
bilinç kavramını:
(a) Sorumluluk
kavramıyla bütünleştirdim. Ete kemiğe büründürdüm. Somutlaştırdım.
(b) B(Bilinç) = Z (zaman) x Ç2 (çabanın karesi) şeklinde ifade ederek
bilimselleştirdim.
* Edindiğim “tecrübi bilgi” ile işlevi ve
kuruluş amacı aşağıda açıklanan Bilinç Üniversitesi’ni kurdum…
Bir “Bilinç Çağı
İnsanı” olarak yaptığım bazı işler:
(a) Başkanı (özümden çok sevdiğim) Ferit
Şahenk’e önceki Meclis Başkanlarından (özümden çok sevdiğim) Köksal Toptan’ın
TBMM Hizmet Ödülü verdiği, açılışını (özümden çok sevdiğim)Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan’ın yaptığı Turgutreis Yat Limanını (D-Marin’i);
* ÇED raporunu hiçe sayarak, Çevre
Yasası’nı ihlâl ederek, denizi kirleterek inşa eden,
* Yaya yolunu, defalarca işgal ederek, Trafik
Yasası’nı ihlâl ederek, kamusal, yani (özümden çok sevdiğim) Türk Milleti’ne
ait alana tecavüz ederek işleten Doğuş Grubu’nun yaptığı yolsuzlukları önledim. Kamusal, yani (özümden
çok sevdiğim)Türk Milleti’ne ait alana (özümden çok sevdiğimTürkiye’ye) özel
alanım gibi sahip çıktım.
(b) Turgutreis Otobüs Terminali karşısındaki
Total Benzin İstasyonunun reklam panosunu yaya yoluna koyarak, Trafik Yasası’nı
ihlâl ederek, kamusal yani (özümden çok sevdiğim) Türk Milleti’ne ait alana
tecavüz ederek yaptığı yolsuzluğu da aynı şekilde önledim.
(c) Sokaklarda, yani kamusal, yani özümden çok
sevdiğim Türk Milleti’ne ait alanda (Türkiye’de), çöp, izmarit gibi atıkları
yıllardır topluyorum. Özümden çok sevdiğim Türk Milleti’ne ait alana
(Türkiye’ye) bu şekilde de sahip çıkıyorum. Aslında, özümden çok sevdiğim Dünya’ya
sahip çıkıyorum. “Yurdu ve milleti özden çok sevme” ve “yaratılanları
Yaratan’dan ötürü sevme” ilkelerini özümsemiş bir “Bilinç Çağı İnsanı” olarak
başka türlü davranamıyorum…
Bu arada, özümden çok sevdiğim
Türkiye’de benzeri işleri yapan bir başka insanın, Türkiye’yi özünden çok seven
başka bir kişinin bulunmadığını da bilmenizi istiyorum…
Diğer taraftan, beni özümden çok
sevdiğim Dünya’ya sahip çıkarken gören “Bilgi Çağı İnsanları”, “sen insanlık için çalışıyorsun“ diyorlar.
Ancak kendileri, özümden çok sevdiğim Dünya’ya sahip çıkamıyorlar, yolsuzluk
yapanları (Ferit Şahenk gibileri), uyarmıyorlar, insanlık için
çalışmıyorlar…
Özümden çok sevdiğim
sayın Dr. Nabi Avcı,
Bu vesileyle, “Bilinç Çağı
İnsanı”nın;
(a)
* Aşırı tüketmeyeceğini, tüketim çılgını
olmayacağını
* Çevreyi kirletmeyeceğini, Çevre Yasası’nı
ihlâl etmeyeceğini
* Trafik kurallarını çiğnemeyeceğini, Trafik
Yasası’nı ihlâl etmeyeceğini,
* Vergi kaçırmayacağını, Vergi Yasası’nı
ihlâl etmeyeceğini, kul hakkı yemeyeceğini
eş deyişle, yolsuzluk
yapmayacağını, daha da önemlisi, yolsuzluk yapanlarla (Ferit Şahenk gibilerle)
mücadele etmekten kendisini alamayacağını İDDİA
ediyorum.
(b) “Özümden çok sevdiğim Türkiye”de
“Bilinç Çağı İnsanı”na olan ihtiyaca dikkat çekme gereğini duyuyorum…
Şu da var ki; “Bilinç Çağı İnsanı”
olmamı sağlayan çalışmaları yaparken
geliştirdiğim, ilk ve orta öğretim
okulları müfredat programına “uygulama dersi” olarak konulması önerisiyle bakanlığınıza
defalarca gönderdiğim, gereken özen gösterilerek uygulandığı takdirde,
çocuklarımızın da “Bilinç Çağı İnsanı” olmalarını sağlayacağından kuşku
duymadığım “Trafik terörünü halkın işbirliğinde çözme ve demokrasiyi tabana
yayma projesi” uygulamaya konmadı.
Bu projenin öngörüldüğü şekilde uygulanması durumunda; (a) Adaleti sorun olmaktan çıkaracak;
bu kadar çok polis, savcı ve hakime ihtiyaç bırakmayacak, (b) Şiddetin her türlüsünden kaçınacak, (c) Türkiye’nin “Bilgi Çağı”nda yaşamakta olan “Muasır Medeniyet”i
aşmasını sağlayacak bir sürecin başlayacağını da İDDİA ediyorum…
Özümden çok sevdiğim
sayın Dr. Nabi Avcı,
Dikkat çekmek istediğim en
yaşamsal konu: Küresel ısınmanın “Bilgi Çağı”nda gerçekleştiği; ozon
tabakasının delindiği, buzulların eridiği, yağmur ormanlarının tükendiği,
türlerin azaldığı, sonuç olarak, “Bilgi Çağı”nın “bilgi ile sınırlı eğitim
anlayışı”nın felâket olarak tanımlanan Küresel
ısınmayı önleyemediği gerçeği karşısında; “Bilgi Çağının Özümden Çok
Sevdiğim İnsanı”nın, "bilgi ile sınırlı eğitim anlayışı”nı aşmasının, “Bilinç Çağı”nın
“bilinçlendirici eğitim anlayışı” ile buluşmasının, “Bilinç Çağı İnsanı”
olmasının, yalnız ülkemiz değil, çilekeş gezegenimiz için olmazsa
olmaz bir KOŞUL olduğudur…
“Bilgi Çağının Özümden Çok Sevdiğim İnsanları” bilinç
sözcüğünü yanlış kullanıyorlar;
* “Biliyorum”ya da “farkındayım” yerine
“bilinçliyim” ya da “bilincindeyim”,
* “Kasten” ya da “maksatlı” yerine “bilinçli
olarak”,
*
Bilinç sözcüğünün fiil olarak kullanıldığında nesne almayacağını
bilmedikleri için “bilgilendiriyorum” ya da “bilgi veriyorum” yerine
“bilinçlendiriyorum” diyorlar…
SONUÇ OLARAK:
Açıklanan gerçekler karşısında bilinç konusunda otodidakt (özöğrenimli)
olduğumun tescil edilmesi, ya da bu konuda hangi kurum ya da kuruluşa başvurmam
gerektiğinin tarafıma bildirilmesi gerekmektedir.
LÜTFEN DİKKAT: Özümden
çok sevdiğim Türkiye’ye sahip çıktığımın tescili amacıyla yapmış bulunduğum bu
başvurunun gereğinin yapılmaması, bilinç konusunda otodidakt (özöğrenimli)
olduğumun tescil edilmemesi durumunda büyük bir vebal altına gireceğinizi
hatırlamak durumunda olduğumu takdirlerinize arz ederim.
Saygılarımla.
Bilinç Üniversitesi Kurucusu
Bilinçolog Galip
(Diğerkâm)Baran
TEL: (0252) 382 34 77 / (0535) 844
84 76
E-POSTA:
galipbaran@windowslive.com
Bilinç Üniversitesi’nin
(a) İşlevi:
“Bilgi Çağı” üniversitelerinin, zamanla Bilinçoloji Ana Bilim Dalına
dönüşebilecek “Bilinç Enstitüsü” ya da “Bilinç Kürsüsü” gibi bölümler
kurmalarına yardımcı olmak; böylece, bundan böyle, yalnız bilgili değil aynı
zamanda bilinçli mimar, mühendis, doktor, sosyolog, psikolog, antropolog v.b. meslek mensuplarının yetişmesine katkıda
bulunmak.
(b) Kuruluş amacı: Güçlünün haklı olduğu değil, haklının güçlü olduğu,
eşdeyişle, “dünyevi değerler”in yerini “uhrevi değerler”in aldığı bir dünya
düzeni kurmak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder