16 Şubat 2015 Pazartesi

Dr. Erdal A. Osmanlıoğlu ÇNAEM Merkez Müdürü İSTANBUL

Dr. Erdal A. Osmanlıoğlu
ÇNAEM Merkez Müdürü
İSTANBUL
                
KONU: ÇNAEM çalışanları’na…

Sayın Dr. Erdal A. Osmanlıoğlu,
ÇNAEM’de Reaktör işletme ve Nükleer Elektronik uzmanı olarak istihdam edilmek üzere gönderildiğim Pennsylvania Devlet Üniversitesi’nde aldığım eğitimden (on the job training) sonra ÇNAEM’de 18 yıl çalıştım. 1978 yılında emekli olup Bodrum-Turgutreis’e yerleştim.

Bodrum’da, Halk Eğitim Merkezi’nde İngilizce Kursu açtım. İngilizce dersi verdim

1989 yılında iki emekli arkadaşımla sokaklarda, çöp toplamaya başladım. Benden başka hiç kimsenin kendisine yakıştıramadığı, deli olarak tanımlanmama yol açan bu çalışmayı yaparken, sokağa, yani Türk Milleti’ne ait alana sahip çıktım.

TÜRKİYE’YE SAHİP ÇIKMAMA YOL AÇAN BAŞKA ÇALIŞMALAR:
Çevre, tüketim, trafik, sağlık, vergi, rüşvet, milli servet, iş ahlâkı (Ahilik), imar ve her şeyi devletten bekleme gibi alanlarda başlattığımız; insan’ı, insan davranışlarını ve nedenlerini araştırdığımız (bazılarından yerel, bazılarından merkezi yönetimin sorumlu olduğu), beni bencillikten (asalaklıktan) kurtaran, dünya’nın ilk “yasa bağımlısı”, diğer deyişle; “yolsuzlukla mücadele uzmanı” olmamı sağlayan çalışmaları yaparken yaşam biçimim kökten değişti.
*    “Kendimi tanımağa” başladım.
*    Dünya’nın ilk “Bilinç Çağı İnsanı” oldum.
*    Edindiğim “tecrübi bilgi” ile işlevi ve kuruluş amacı aşağıda açıklanan Bilinç Üniversitesi’ni  kurdum.
 *     “Devletin devamlılık ilkesi” ile “Yurdu ve milleti özden çok sevme” ve “yaratılanları Yaratan’dan ötürü sevme”  ilkelerini özümsedim. (Bu ilkeleri özümseyebilmek için insanın değişmesi, sencil, yani diğerkâm bir varlığa dönüşmesi gerekiyor..)
*   Bilinç konusunda uzmanlaştığımın, otodidakt (özöğrenimli) olduğumun farkına vardım. Kendimi Bilinçolog olarak tanımladım ve Dünya’nın ilk Bilinçologu oldum. 
Otodidakt : Bir okula gitmeden kendi kendini yetiştiren (kimse). eş. yani özöğrenimli.
Özöğrenim: Her şeyi kendi kendine öğrenme, kendi kendini yetiştirme işi.
  
*      2015’i  “Yolsuzlukla Mücadele Yılı” ilan ettim.
Yukarıda sayılan alanlardaki çalışmaları yaparken “Bilgi Çağı İnsanı”nın “yeti” sözcüğüyle tanımladığı (sınırlandırdığı) bilinç kavramını:
(a)   Sorumluluk kavramıyla bütünleştirdim, ete kemiğe büründürdüm, somutlaştırdım.
(b)   B (bilinç) = Z (zaman) x  Ç2 ( çabanın karesi) şeklinde ifade ederek bilimselleştirdim…
(c)   Basında yer alan haberlerden derlediğim bir “Küresel ısınma sergisi” hazırladım.

 “BİLİNÇ ÇAĞI İNSANI” OLMAMA YOL AÇAN ÇALIŞMALARDAN ÖRNEKLER:
1989 yılında, yukarıda da ifade ettiğim üzere,  sokakta, kamusal, yani Türk Milleti’ne ait alanda çöp, izmarit ve benzeri atıkları toplamağa, Türkiye’ye, tapulu malım gibi sahip çıktım. Böylece,  yolsuzlukla mücadele etmeğe başladım. Bu mücadeleyi pek çok il, ilçe ve beldede, başlangıçtaki kadar sürekli değilse bile sağlığım elverdiğince sürdürüyorum. Aslında Dünya’ya sahip çıkıyorum. Asalaklıktan (bencillikten) kurtulmuş olmanın gereğini yapıyorum

1996  yılında İstanbul’da gerçekleştirilen HABİTAT II ve Bodrum’da gerçekleştirilen Yerel HABİTAT Konferanslarına katıldım. Ne var ki, Devletin kurumlarının yanı sıra pek çok özel kuruluş, kişi, örgüt ve vakıfların katıldığı o konferanslara katılanlardan, benim dışımda hiç kimse, verdiği sözleri tutmadı/tutamadı. Dağlar fare doğurdu.
Devletin Devamlılığı İlkesi”nin gereği yapılmadı/yapılamadı (halâ).

MUMİKOM’dan (Muğla Milletvekillerini İzleme Komitesi) esinlenerek (Belediye başkanlarına hesap sormak için) kurduğum TUBİKOM, ( “Turgutreis Belediyesini İzleme Komitesi”) Fare doğurmayan girişimlerimin bir başka örneğidir.

Muğla’nın Büyükşehir, Turgutreis’in Mahalle olması üzerine, BODBİKOM’u (Bodrum Belediyesi’ni İzleme Komitesi) kurdum. Turgutreis Mahalle Meclisi’ni, Bodrum Belediyesi’ni ve Muğla Büyük şehir Belediyesi’ni de izlemeğe başladım. Demokrasiyi öğrenmemi, otokratlıktan kurtulmamı sağlayan bu çalışmaları yaparken, beni de izleyecek, benden hesap soracak bir kişi kurum ya da kuruluşu (halâ) bekliyorum.

Aynı yıl (1996) Bodrum Garajaltı kavşağında başlattığım bir çalışma ile yayalarla ilgili “kırmızı ışık kuralı”nı ihlâl eden (yolsuzluk yapan) yayaları,  “Yeşili Bekle, Lütfen”, “Sağdan, Lütfen” yazılı pankartları kullanarak uyarmağa başladım.

Bu çalışmayı yaparken, sözü edilen kuralı ihlâl eden otokratların yolsuzluk yapmağa devam ettiklerini gözledim.

Diğer taraftan, demokrasinin, “özgürlüklerin özgürlüklerle sınırlı bir yaşam biçimi olduğu” gerçeğini dikkate alarak, sözü edilen kavşakları (a) “Demokrasi Dershanesi” ve (b) “kırmızı ışık kuralı”nı ihlâl edenleri uyaranları “Demokrasi Öğretmeni” olarak tanımladım. Dünya’nın ilk “Demokrasi öğretmeni” oldum.

2001 yılında, borç alanın emir de almak zorunda kalacağı gerçeğini dikkate alarak, uyruğu olduğum Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni “dış borç yükünden” (dış borç boyunduruğu) kurtarmak amacıyla bir “gönüllü vergi” kampanyası  başlatmak istedim. Bu amaçla 57. Hükümet’e başvurdum. Hazine Müsteşarlığı’nın olumlu görüş bildirmesine karşın öngörülen yasal düzenleme yapılmadığı için bu girişimim başarılı olmadı. Türkiye Cumhuriyeti Devleti “dış borç boyunduruğu”ndan halâ kurtulamadı, ne yazık ki.

Bu başarısız uygulama da, uyruklarının sahip çıkmadıkları bir devletin, ancak “mış gibi bir devlet” olabileceğini gösterdi.

Sayın Dr. Erdal A. Osmanlıoğlu,
Felaket olarak da tanımlanan Küresel ısınma” “Bilgi Çağı”nda gerçekleşti. Bu çağın “bilgi vermekten ibaret olan eğitim anlayışı” felâketi önleyemedi. Sonuç olarak, “Bilgi Çağı İnsanı”nın, “küresel ısınmayı” durdurabilmesi için,  “Eğitimin bilinçlendirici boyutunu” özümsemesi, “Bilinç Çağı İnsanı” olması gerekiyor.

Başta sayılan alanlardaki çalışmaları yaparken geliştirdiğim, ilk ve orta öğretim okulu öğrencileri müfredat programına “uygulama dersi” olarak konulmasını M. E. Bakanlığı’na önerdiğim, çocuklarımıza da benzer özellikleri kazandıracak, onların da “Bilinç Çağı İnsanı” olmalarını sağlayacak olan, “Trafik terörüne halkın işbirliğinde son verme ve demokrasiyi tabana yayma projesi” dikkate alınmadı. Uygulanmadı. M. E. Bakanlığı, “Bilinç Çağı İnsanı” yetiştirilmesi önerimi kabul etmedi, “Eğitimin bilinçlendirici boyutu”nu  anlamazlıktan geldi.

“BİLGİ ÇAĞI İNSANI” BİLİNÇ SÖZCÜĞÜNÜ YANLIŞ KULLANIYOR;
*    “Kasten” ya da “maksatlı” yerine “bilinçli olarak”,
*    “Biliyorum”ya da “farkındayım” yerine “bilinçliyim ya da “bilincindeyim”,
*    (Bilinç sözcüğünün fiil olarak kullanıldığında nesne almayacağını, geçişsiz bir fiil olduğunu bilmediği için) “bilgilendiriyorum” ya da “bilgi veriyorum” yerine “bilinçlendiriyorum” diyor. M. E. Bakanlığı yanlış kullanımı sürdürüyor.

Bu yanlışlığın düzeltilmesi için, 16. 04. 2014 tarihinde, TDK’ya (Türk Dil Kurumu) yaptığım başvuruya halâ bir yanıt verilmedi. “Eğitimin bilinçlendirici boyutu”nu anlamazlıktan geldi. Yanlış kullanımı, TDK da sürdürüyor. 

M. E. B. ve TDK , “Bilinç Çağı İnsanı” yetiştirilmesi önerimizi engelleme konusunda işbirliği yapıyorlar.

“BİLİNÇ ÇAĞI İNSANI”, ÖZETLE:
*    Aşırı tüketmez. 
*    Çevreyi kirletmez.
*    Rüşvet almaz/vermez.
*    Trafik kurallarını ihlâl etmez.
*    Vergi kaçırmaz, kul hakkı yemez.
Eş deyişle, yolsuzluk yapmaz, yolsuzluk yapanlarla mücadele etmekten kendisini alamaz. Başka türlü davranmasına, özümsediği ilkeler izin vermez.

“NE VAR NE YOK” SORUSU İÇİN BAZI  CEVAPLAR:
*      Turgutreis’in, Bodrum’un, Muğla’nın,Türkiye’nin, Dünya’nın sakini çok, ama benden başka sahibi yok (halâ).
*    Turgutreis’in, Bodrum’un, Muğla’nın,Türkiye’nin, Dünya’nın muhtarı, kaymakamı, valisi, belediye başkanı çok, ama benden başka “yasa bağımlısı” bir sakini yok (halâ).
*   Turgutreis’in, Bodrum’un, Muğla’nın, Türkiye’nin, Dünya’nın ibadethanesi, hastanesi, eczanesi, hapishanesi çok, ama benim Turgutreis’te kurduğumdan başka Bilinçhanesi (BİLİNÇ ARAŞTIRMA, GELİŞİTİRME VE EĞİTİM MERKEZİ) yok (halâ).
*   Turgutreis’in, Bodrum’un, Muğla’nın,Türkiye’nin, Dünya’nın sosyologu, psikologu, antropologu çok, ama benden başka Bilinçologu yok (halâ).

Sayın Dr. Erdal A. Osmanlıoğlu,
Kısaca söylemek gerekirse; “Küresel ısınma”nın durabilmesi, yolsuzlukların sona erebilmesi, otokrasinin sona erebilmesi için, bu Dünya’nın sakinlerinin değişmeleri, “Bilinç Çağı İnsanı” olmaları gerekiyor.

“BİİLNİÇ ÇAĞI İNSANI” OLARAK YAPTIĞIM İŞLERDEN BAZILARI:
(a)    Açılışı, 2003 yılında yapılan Turgutreis Yat Limanını (D-Marin’i);
*      ÇED raporunu hiçe sayarak, denizi kirleterek, Çevre Yasası’nı ihlâl ederek, kamusal, yani Türk Milleti’ne ait alana tecavüz ederek inşa eden,
*     D-Marin giriş kapılarındaki bekçi kulübelerinin üstüne gölgelik olarak konmuş olan tenteleri zemine bağlayan çelik halatlarla yaya yolunu kapatarak, Trafik Yasası’nı ihlâl ederek, kamusal, yani Türk Milleti’ne ait alana işletirken de defalarca tecavüz eden, (Başkanı Ferit Şahenk’e, önceki Meclis Başkanlarından Köksal Toptan’ın TBMM Hizmet Ödülü verdiği) Doğuş Grubu’nun  yaptığı yolsuzlukları önledim.
(b)    Turgutreis Otobüs Terminali karşısındaki Total Benzin İstasyonunun devasa reklam panosunu yaya yoluna koyarak, Trafik Yasası’nı ihlâl ederek, kamusal, yani  Türk Milleti’ne ait alana tecavüz ederek yaptığı yolsuzluğu da aynı şekilde önledim.

Sayın Dr. Erdal A. Osmanlıoğlu,
Uyrukları “Bilinç Çağı İnsanı” olduklarında Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin en fazla bir yıl içinde:

(a)   Muasır Medeniyet’in üstüne çıkacağını,
(b)   Küresel sınmayı durdurmada Dünya’ya öncülük edeceğini,
(c)    Dünya Şeffaflık Örgütü”nün 2014 yılında yayınladığı raporda (Yolsuzluk Algısı Endeksi’nde) ilk sırada ye alan Danimarka’nın üstünde (1. sırada) yer alacağını (kendi örneğime dayanarak İDDİA EDİYORUM.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin uyruklarının, sadece “Yurdu ve milleti özden çok sevme ilkesi”ni özümsemeleri bile, bu ülkede suç işlenmemesi, adaletin sorun olmaması, bu kadar çok polis, Savcı ve Hâkime gerek kalmaması için yeterli olacaktır.

Yukarıda dile getirdiğim gerçekleri ÇNAEM çalışanları ile paylaşmak istedim.

Saygılarımla.

Bilinç Üniversitesi Kurucuları Platformu Temsilcisi
Türkiye HABİTAT Yolsuzlukları Önleme Kozası Kolaylaştırıcısı
Bilinçolog Galip (Sencil, yani Diğerkâm) Baran

TEL: (0252) 382 34 77 / (0535) 844 84 76
E-POSTA: galipbaran@windowslive.com

Bilinç Üniversitesi’nin:
(a)    İşlevi: “Bilgi Çağı”  üniversitelerinin, zamanla Bilinçoloji Ana Bilim Dalına dönüşebilecek “Bilinç Enstitüsü” ya da “Bilinç Kürsüsü” gibi bölümler kurmalarına yardımcı olmak; böylece, yalnız bilgili değil aynı zamanda bilinçli mimar, mühendis, doktor, sosyolog, psikolog, antropolog  v.b. meslek mensuplarının yetişmesine katkıda bulunmak.
(b)   Kuruluş amacı:  “Güçlünün haklı olduğu değil, haklının güçlü olduğu”, bir başka deyişle, “dünyevi değerler”in yerini “uhrevi değerler”in aldığı bir dünya düzeni kurmak.

EKİ: Çalışmalarımla ilgili belgelerden oluşan bir klasör

ADRES:  4076 Sokak No: 5/2  PK: 20

                 Turgutreis-BODRUM

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder