26 Eylül 2013 Perşembe

Dr. NABİ AVCI, MİLLİ EĞİTİM BAKANI

Dr. Nabi Avcı
M. E. Bakanı
ANKARA

KONU: Bilinç konusunda otodidakt (özöğrenimli) olduğumun tescili

Özümden çok sevdiğim sayın Dr. Nabi Avcı,
Çevre, tüketim, trafik, sağlık, vergi, rüşvet, iş ahlakı (Ahilik), milli servet, imar ve her şeyi devletten bekleme gibi alanlarda başlattığımız, insanı, davranışlarını ve nedenlerini araştırdığımız, bazıları yerel bazıları merkezi yönetimin sorumluluk alanına giren, devletin “iş yükü”nü azaltmayı öngören, “Bilinç Çağı İnsanı” olmamı sağlayan çalışmaları yaparken yaşam biçimim kökten değişti:

*      “Yasa Bağımlısı” oldum.
*      Kendimi tanımağa başladım.
*       “ Diğerkâm bir kişilik” edindim.
*      “Yurdu ve milleti özden çok sevme” ve “yaratılanları Yaratan’dan ötürü sevme” ilkelerini özümsedim.
*      Bu çalışmaları yaparken, bilinç konusunda uzmanlaştığımın, otodidakt (özöğrenimli) olduğumun farkına vardım ve kendimi Bilinçolog olarak tanımladım.
*      “Bilgi Çağı”nın “yeti” sözcüğüyle sınırlı bilinç kavramını:
(a)   Sorumluluk kavramıyla bütünleştirdim. Ete kemiğe büründürdüm. Somutlaştırdım.
(b)  B(Bilinç) = Z (zaman) x  Ç2 (çabanın karesi) şeklinde ifade ederek bilimselleştirdim.
*     Edindiğim “tecrübi bilgi” ile işlevi ve kuruluş amacı aşağıda açıklanan Bilinç Üniversitesi’ni kurdum…

 Bir “Bilinç Çağı İnsanı” olarak yaptığım bazı işler:
(a)   Başkanı (özümden çok sevdiğim) Ferit Şahenk’e önceki Meclis Başkanlarından (özümden çok sevdiğim) Köksal Toptan’ın TBMM Hizmet Ödülü verdiği, açılışını (özümden çok sevdiğim)Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı Turgutreis Yat Limanını (D-Marin’i);
*      ÇED raporunu hiçe sayarak, Çevre Yasası’nı ihlâl ederek, denizi kirleterek inşa eden,
*     Yaya yolunu, defalarca işgal ederek, Trafik Yasası’nı ihlâl ederek, kamusal, yani (özümden çok sevdiğim) Türk Milleti’ne ait alana tecavüz ederek işleten Doğuş Grubu’nun  yaptığı yolsuzlukları önledim. Kamusal, yani (özümden çok sevdiğim)Türk Milleti’ne ait alana (özümden çok sevdiğimTürkiye’ye) özel alanım gibi sahip çıktım.
(b)    Turgutreis Otobüs Terminali karşısındaki Total Benzin İstasyonunun reklam panosunu yaya yoluna koyarak, Trafik Yasası’nı ihlâl ederek, kamusal yani (özümden çok sevdiğim) Türk Milleti’ne ait alana tecavüz ederek yaptığı yolsuzluğu da aynı şekilde önledim.
(c)    Sokaklarda, yani kamusal, yani özümden çok sevdiğim Türk Milleti’ne ait alanda (Türkiye’de), çöp, izmarit gibi atıkları yıllardır topluyorum. Özümden çok sevdiğim Türk Milleti’ne ait alana (Türkiye’ye) bu şekilde de sahip çıkıyorum. Aslında, özümden çok sevdiğim Dünya’ya sahip çıkıyorum. “Yurdu ve milleti özden çok sevme” ve “yaratılanları Yaratan’dan ötürü sevme” ilkelerini özümsemiş bir “Bilinç Çağı İnsanı” olarak başka türlü davranamıyorum…

Bu arada, özümden çok sevdiğim Türkiye’de benzeri işleri yapan bir başka insanın, Türkiye’yi özünden çok seven başka bir kişinin bulunmadığını da bilmenizi istiyorum…

Diğer taraftan, beni özümden çok sevdiğim Dünya’ya sahip çıkarken gören “Bilgi Çağı İnsanları”,  “sen insanlık için çalışıyorsun“ diyorlar. Ancak kendileri, özümden çok sevdiğim Dünya’ya sahip çıkamıyorlar, yolsuzluk yapanları (Ferit Şahenk gibileri), uyarmıyorlar, insanlık için çalışmıyorlar… 

Özümden çok sevdiğim sayın Dr. Nabi Avcı,
Bu vesileyle, “Bilinç Çağı İnsanı”nın;
(a)
*     Aşırı tüketmeyeceğini, tüketim çılgını olmayacağını
*     Çevreyi kirletmeyeceğini, Çevre Yasası’nı ihlâl etmeyeceğini
*     Trafik kurallarını çiğnemeyeceğini, Trafik Yasası’nı ihlâl etmeyeceğini,
*     Vergi kaçırmayacağını, Vergi Yasası’nı ihlâl etmeyeceğini, kul hakkı yemeyeceğini
eş deyişle, yolsuzluk yapmayacağını, daha da önemlisi, yolsuzluk yapanlarla (Ferit Şahenk gibilerle) mücadele etmekten kendisini alamayacağını İDDİA ediyorum.

(b) “Özümden çok sevdiğim Türkiye”de “Bilinç Çağı İnsanı”na olan ihtiyaca dikkat çekme gereğini duyuyorum…

Şu da var ki; “Bilinç Çağı İnsanı” olmamı sağlayan çalışmaları  yaparken geliştirdiğim, ilk  ve orta öğretim okulları müfredat programına “uygulama dersi” olarak konulması önerisiyle bakanlığınıza defalarca gönderdiğim, gereken özen gösterilerek uygulandığı takdirde, çocuklarımızın da “Bilinç Çağı İnsanı” olmalarını sağlayacağından kuşku duymadığım “Trafik terörünü halkın işbirliğinde çözme ve demokrasiyi tabana yayma  projesi” uygulamaya konmadı.

Bu projenin  öngörüldüğü şekilde uygulanması durumunda; (a) Adaleti sorun olmaktan çıkaracak; bu kadar çok polis, savcı ve hakime ihtiyaç bırakmayacak, (b) Şiddetin her türlüsünden kaçınacak, (c) Türkiye’nin “Bilgi Çağı”nda yaşamakta olan “Muasır Medeniyet”i aşmasını sağlayacak bir sürecin başlayacağını da İDDİA ediyorum…

Özümden çok sevdiğim sayın Dr. Nabi Avcı,
Dikkat çekmek istediğim en yaşamsal konu: Küresel ısınmanın “Bilgi Çağı”nda gerçekleştiği; ozon tabakasının delindiği, buzulların eridiği, yağmur ormanlarının tükendiği, türlerin azaldığı, sonuç olarak, “Bilgi Çağı”nın “bilgi ile sınırlı eğitim anlayışı”nın  felâket olarak tanımlanan Küresel ısınmayı önleyemediği gerçeği karşısında; “Bilgi Çağının Özümden Çok Sevdiğim İnsanı”nın, "bilgi ile sınırlı eğitim anlayışını aşmasının, “Bilinç Çağı”nın “bilinçlendirici eğitim anlayışı” ile buluşmasının, “Bilinç Çağı İnsanı” olmasının, yalnız ülkemiz değil, çilekeş gezegenimiz için olmazsa olmaz  bir KOŞUL  olduğudur…

“Bilgi Çağının Özümden Çok Sevdiğim İnsanları” bilinç sözcüğünü yanlış kullanıyorlar;
*    “Biliyorum”ya da “farkındayım” yerine “bilinçliyim” ya da “bilincindeyim”,
*    “Kasten” ya da “maksatlı” yerine “bilinçli olarak”,
*   Bilinç sözcüğünün fiil olarak kullanıldığında nesne almayacağını bilmedikleri için “bilgilendiriyorum” ya da “bilgi veriyorum” yerine “bilinçlendiriyorum” diyorlar…

SONUÇ OLARAK: Açıklanan gerçekler karşısında bilinç konusunda otodidakt (özöğrenimli) olduğumun tescil edilmesi, ya da bu konuda hangi kurum ya da kuruluşa başvurmam gerektiğinin tarafıma bildirilmesi gerekmektedir.

LÜTFEN DİKKAT: Özümden çok sevdiğim Türkiye’ye sahip çıktığımın tescili amacıyla yapmış bulunduğum bu başvurunun gereğinin yapılmaması, bilinç konusunda otodidakt (özöğrenimli) olduğumun tescil edilmemesi durumunda büyük bir vebal altına gireceğinizi hatırlamak durumunda olduğumu takdirlerinize arz ederim.

Saygılarımla.

Turgutreis, 26. 09. 2013

Bilinç Üniversitesi Kurucusu
Bilinçolog Galip (Diğerkâm)Baran

TEL: (0252) 382 34 77 / (0535) 844 84 76
E-POSTA: galipbaran@windowslive.com

Bilinç Üniversitesi’nin
(a)    İşlevi: “Bilgi Çağı”  üniversitelerinin, zamanla Bilinçoloji Ana Bilim Dalına dönüşebilecek “Bilinç Enstitüsü” ya da “Bilinç Kürsüsü” gibi bölümler kurmalarına yardımcı olmak; böylece, bundan böyle, yalnız bilgili değil aynı zamanda bilinçli mimar, mühendis, doktor, sosyolog, psikolog, antropolog  v.b. meslek mensuplarının yetişmesine katkıda bulunmak.

(b)   Kuruluş amacı: Güçlünün haklı olduğu değil, haklının güçlü olduğu, eşdeyişle, “dünyevi değerler”in yerini “uhrevi değerler”in aldığı bir dünya düzeni kurmak.