25 Ekim 2014 Cumartesi

Dr. Lale Aytaman & Dr. Osman Gürün Büyükşehir Belediye Başkanı MUĞLA

Dr. Lale Aytaman

KONU:  Dünya Yolsuzluk Haritasındaki Yerimiz, ‘Yurtta Sulh Cihanda Sulh’ için çalışma projemiz / ‘Devletin Devamlılığı İlkesi”ni hayat geçirme sözümüz.

Sayın Dr. Lale Aytaman,
Belediye başkanının çalışmalarımız karşısında takındığı olumsuz tutumu arz etmek için 1991 yılında sayın Yıldız Kenter’le birlikte ziyaretinize geldik.

Olumsuz  tutumunu devam ettirmesi üzerine, kendisini size şikayet ettik.Turgutreis’e geldiniz. Bundan sonra bize, günümüzde Bilinçhane olarak tanımladığımız bir çalışma yeri tahsis etti.

Bugünkü görüştüğümüzde sözünü ettiğim çalışmalarımızı ülke genelinde yaygınlaştırmanın hazırlığı içindeyiz. Bu konuda dosyalar hazırladık. Görmek isterseniz, bir örneğini adresiniz gönderebilirim.

Yaygınlaştırmak istediğimiz çalışmalarımızın dayanağı olan bazı bilgi ve belgeler Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı sn Dr. Osman Gürün’e elden gönderdiğimiz, olumlu yanıt aldığımız, örneği ekte görülen başvuruda açıklanmıştır.

Sn Gürün’nün 26 10. 2014 günü OASİS’te yapılacak bir toplantıya katılmak üzere Bodrum’a geleceğini öğrendik.

İzin  verirseniz, kendisine sizden söz edecek ve çalışmalarımızda bizlere yardımcı olabileceğinizi ifade edeceğim.

Uygun görürseniz, bu konuda ilk adımı, Muğla Üniversitesi’nde verebileceğiniz “Devletin Devamlılığı İlkesi” konulu bir konferans vererek atabileceğimizi düşünüyorum.

Konuyu Bodrum’da Kaymakamlık yapmış olup, benden yardımlarını esirgememiş olan sn Vehbi Avuç ve sn Uğur Boran’la görüştüm. Yardımcı olacaklarını ifade ettiler.

Saygılarımızla.

Atatürk bağımlısı
Demokrasi Öğretmeni
Bilinç Üniversitesi Kurucuları Platformu Temsilcisi
Türkiye HABİTAT Yolsuzlukları Önleme Kozası Kolaylaştırıcısı
Bilinçolog Galip (Diğerkâm) Baran

TEL: (0252) 382 34 77 / (0535) 844 84 76
E-POSTA: galipbaran@windowslive.com

Bilinç Üniversitesi’nin:
(a)    İşlevi: “Bilgi Çağı”  üniversitelerinin, zamanla Bilinçoloji Ana Bilim Dalına dönüşebilecek “Bilinç Enstitüsü” ya da “Bilinç Kürsüsü” gibi bölümler kurmalarına yardımcı olmak; böylece, yalnız bilgili değil aynı zamanda bilinçli mimar, mühendis, doktor, sosyolog, psikolog, antropolog  v.b. meslek mensuplarının yetişmesine katkıda bulunmak.
(b)   Kuruluş amacı:  “Güçlünün haklı olduğu değil, haklının güçlü olduğu”, bir başka deyişle, “dünyevi değerler”in yerini “uhrevi değerler”in aldığı bir dünya düzeni kurmak.
***                                                                                                                                                                                                           
Dr. Osman Gürün
Büyükşehir Belediye Başkanı
MUĞLA
KONU:
(a)     Türkiye’yi “Danimarka’dan daha az yolsuzluk yapılan ülke yapma” projesi.
(b)   “Devletin devamlılığı ilkesi”ni hayata geçirme konusunda uyruklarının sorumluluğu” projesi. 

Sayın Dr. Osman Gürün,
ÖNBİLGİ:
Ben, GELECEĞİN;
*   Parayı verenin düdüğü çaldığı değil, çalmadığı,
*   Bal tutanın parmağını yaladığı değil, yalamadığı,
*   Gemisini kurtaranın kaptan olduğu değil, olmadığı,
*   Devletin malının deniz sayıldığı değil, sayılmadığı,
*   Her şeyin devletten beklendiği değil, beklenmediği,
*   Dokunmayan yılanın bin yaşadığı değil, yaşamadığı,
 AYDINLIK TÜRKİYESİ’ni inşa etme sorumluluğunu üstlenmiş olan Kafkas kökenli bir Türküm.”

BU SORUMLULUĞU ÜSTLENMEME YOL AÇAN ÇALIŞMALAR
Çevre, tüketim, trafik, sağlık, vergi, rüşvet, milli servet, iş ahlakı (Ahilik), imar ve her şeyi devletten bekleme gibi alanlarda başlattığımız, insanı, davranışlarını ve nedenlerini araştırdığımız, bazıları yerel bazıları merkezi yönetimin sorumluluk alanına giren, bencillikten kurtulmamı, diğerkâm bir kişilik edinmemi, yasa bağımlısı olmamı sağlayan çalışmaları yaparken yaşan biçimim kökten değişti:

*      “Bilinç Çağı İnsanı” oldum
*     “Kendimi tanıma”ğa başladım.
*     “Yurdu ve milleti özden çok sevme” ve “yaratılanları Yaratan’dan ötürü sevme” ilkelerini özümsedim.

İnsan bencil bir varlıktır ve bencil varlık değişmedikçe; sencil bir varlığa dönüşmedikçe bu ilkeleri özümseyemez.

*     Edindiğim “tecrübi bilgi” ile işlevi ve kuruluş amacı aşağıda açıklanan Bilinç Üniversitesi’ni kurdum.
*      Bilinç konusunda uzmanlaştığımın, otodidakt (özöğrenimli)  bir varlık olduğumun farkına vardım. Kendimi Bilinçolog olarak tanımladım 

Otodidakt : bir okula gitmeden kendi kendini yetiştiren (kimse). eş. yeni özöğrenimli.
Özöğrenim: her şeyi kendi kendine öğrenme, kendi kendini yetiştirme işi.

Yukarıda sayılan alanlardaki çalışmaları yaparken; “Bilgi Çağı İnsanı”nın tanımını “yeti” sözcüğüyle sınırlı tuttuğu bilinç kavramını:
(a)   Sorumluluk kavramıyla bütünleştirdim, ete kemiğe büründürdüm, somutlaştırdım.
(b)  Bilinç = Z (zaman) x  Ç2 ( çabanın karesi) şeklinde ifade ederek bilimselleştirdim…

Aynı çalışmaları yaparken, basında yer alan haberlerden, “Burası Türkiye” ve “Küresel ısınma” sergileri hazırladım.

1996 yılında İstanbul’da gerçekleştirilen HABİTAT II ve Bodrum’da gerçekleştirilen Yerel HABİTAT Konferanslarına katıldım. Bu konferanslarla eşzamanlı olarak başlattığımız çalışmalar devam etmektedir.

Ne var ki; bencil varlıkların ( “Bilgi Çağı İnsanları”nın) düzenlediği ve katıldığı bu etkinlikler fare doğurdular.

Fare doğuran etkinliklerin bir başka örneği, MUMİKOM (Muğla Milletvekillerini İzleme Komitesi”dur. MUMİKOM’dan esinlenerek kurmuş olduğumuz TUBİKOM ( “Turgutreis Belediyesini İzleme Komitesi” fare doğurmamıştır. Muğla’nın Büyükşehir olmasından sonra başlattığımız BODBİKOM (Bodrum Belediyesini İzleme Komitesi)  faaliyetlerini sürdürmektedir.

Sözü edilen yıl(1996):
(a)   Bodrum Garajaltı kavşağında başlattığım bir çalışma ile, yayalarla ilgili “kırmızı ışık kuralı”nı ihlâl eden (bu yolsuzluğu yapan) yayaları, ( aynı kuralı sürücüler de yaya iken ihlâl etmektedirler)  “Yeşili Bekle, Lütfen”, “Sağdan, Lütfen” yazılı pankartları kullanarak uyarmağa başladım.
(b)   Sokakta, yani kamusal, yani Türk Milleti’ne ait alanda çöp, izmarit ve benzeri atıkları toplamağa başladım. Kamusal, yani Türk Milleti’ne ait alana, yani Türkiye’ye, özel, yani tapulu malım gibi sahip çıktım.

Demokrasinin, yukarıda sözü edilen kavşaklarda özümsenebileceğini ve bencil bir varlık olan “Bilgi Çağı İnsanı”nın demokrat olamayacağını aynı çalışmaları yaparken öğrendim.

Diğer taraftan, demokrasinin, “özgürlüklerin özgürlüklerle sınırlı olduğu bir yaşam biçimi” olarak algılanabileceğini de dikkate alarak, sözü edilen kavşakları “Demokrasi Dershanesi” ve o kavşaklarda yayalarla ilgili “kırmızı ışık kuralı”nı ihlâl eden bencil insanları uyaranları “Demokrasi Öğretmeni” olarak tanımladım…

Sözü edilen kuralı herkesin ihlâl etmekte olduğuna bakılırsa, Türkiye Cumhuriyeti’nin “laik, demokratik ve sosyal bir hukuk devleti” olduğu söylenemez.

İnsan bencil bir varlıktır. Bencil varlık değişmedikçe; sencil bir varlığa dönüşmedikçe, demokrat da olamaz.

2001 yılında, borç alanın emir de alacağı gerçeğinden hareketle, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni “dış borç yükü’nden (İMF Boyunduruğundan) kurtarmak amacıyla bir kampanya  başlatmak için Başbakanlığa başvurdum. Hazine Müsteşarlığı’nın öngördüğü “yasal düzenleme” yapılmadığı için bu girişimimi amacına ulaştıramadım.

Sayın Dr. Osman Gürün,
 “Küresel ısınma”nın “Bilgi Çağı”nda gerçekleştiği (ozon tabakasının delindiği, buzulların eridiği, yağmur ormanlarının tükendiği, türlerin azaldığı), “Bilgi Çağı”nın “bilgi ile sınırlı eğitim anlayışı”nın  felâket olarak tanımlanan “küresel ısınma”yı önleyemediği; “Bilgi Çağı İnsanı”nı bencillikten kurtaramadığı, diğerkâm kişilik kazandıramadığı, demokrat olmasını sağlayamadığı, bilinçlendiremediği gerçeği karşısında; “Bilgi Çağı İnsanı”nın "bilgi ile sınırlı eğitim anlayışı”nı aşması, “bilinçlendirici eğitim anlayışı”nı özümsemesi, “Bilinç Çağı İnsanı” olması yalnız ülkemiz değil, gezegenimiz için “olmazsa olmaz”  bir KOŞULDUR

Bilgi Çağı İnsanı”bilinç sözcüğünü yanlış kullanıyor;
*    “Biliyorum”ya da “farkındayım” yerine “bilinçliyim” ya da “bilincindeyim”,
*    “Kasten” ya da “maksatlı” yerine “bilinçli olarak”,
*    (Bilinç sözcüğünün fiil olarak kullanıldığında nesne almayacağını, geçişsiz bir fiil olduğunu, bilmediği için) “bilgilendiriyorum” ya da “bilgi veriyorum” yerine “bilinçlendiriyorum” diyor…

Bilinç sözcüğünün yanlış kullanımının önlenmesi konusunda TDK’ya (Türk Dil Kurumuna) (16. 04. 2014 tarihinde) başvurdum . Kurumdan, başvurumun, Türkçe Sözlük Bilim ve Uygulama Kolu Toplantılarında değerlendirileceği yolunda bir yanıt aldım.

“Bilinç Çağı İnsanı”:
 *    Aşırı tüketmez, tüketemez.
*    Çevreyi kirletmez, kirletemez.
*    Trafik kurallarını ihlâl etmez, edemez.
*    Vergi kaçırmaz, kaçıramaz; kul hakkı yemez, yiyemez.
Eşdeyişle, yolsuzluk yapmaz, yapamaz, yolsuzluk yapanlarla mücadele etmekten kendisini alamaz… Alamaz, zira başka türlü davranmasına vicdanı izin vermez.

Sayın Dr. Osman Gürün,
Küresel ısınmanın sona ermesi için bu gezegenin sakinleri (“Bilgi Çağı İnsanları”) “Bilinç Çağı İnsanı” olmak zorundalar.

Diğer taraftan, Türkiye’nin, Atatürk’ün gösterdiği  “Muasır medeniyet’in üstüne çıkma”hedefine  ulaşılabilmesi için de sakinlerinin “Bilinç Çağı İnsanı” olmaları gerekiyor.

Türkiye’nin 77 milyon sakini var, sahibi yok; Dünya’nın 7 milyar sakini var, sahibi yok.

“Bilinç Çağı İnsanı” olarak yaptığım işlerin bazıları (Ayinem/ Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz- Ziya Paşa):
(a)     Turgutreis Yat Limanını, açılışını Recep Tayyip Erdoğan’nın tantanalı bir törenle yaptığı (D-Marin’i);
*      ÇED raporunu hiçe sayarak, denizi kirleterek, Çevre Yasası’nı ihlâl ederek, kamusal, yani Türk Milleti’ne ait alana tecavüz ederek inşa eden,
*     D-Marin giriş kapılarındaki bekçi kulübelerinin üstüne gölgelik olarak konmuş olan tenteleri zemine bağlayan çelik halatlarla yaya yolunu kapatarak, Trafik Yasası’nı ihlâl ederek, kamusal, yani Türk Milleti’ne ait alana işletirken de defalarca tecavüz eden Doğuş Grubu’nun  yaptığı yolsuzlukları önledim. Türk Milleti’ne ait alana, yani Türkiye’ye özel alanım, yani tapulu malım gibi sahip çıktım.
(b)    Turgutreis Otobüs Terminali karşısındaki Total Benzin İstasyonunun devasa reklam panosunu yaya yoluna koyarak, Trafik Yasası’nı ihlâl ederek, kamusal, yani  Türk Milleti’ne ait alana tecavüz ederek yaptığı yolsuzluğu da aynı şekilde
önledim.

Sayın Dr. Osman Gürün,
Kuruluş amacını, Güçlünün haklı olduğu değil, haklının güçlü olduğu”, bir başka deyişle, “dünyevi değerler”in yerini “uhrevi değerler”in aldığı bir dünya düzeni kurmak” şeklinde ifade ettiğimiz Bilinç Üniversitesi olarak;

Türkiye’yi “Danimarka’dan daha az yolsuzluk yapılan ülke” yapma ve  “Devletin devamlılığı ilkesi”ni hayata geçirme konusunda uyruklarının sorumluluğu” projelerini hayata geçirme konularında işbirliği yapmamızı öneriyoruz. 

Böylece; seçim broşürünüzde yer alan, “Muğla’mızın
Neresinde yaşarsanız yaşayın,
Daima yanınızda olacağız.
Daha güçlü,
Daha Büyük Muğla’yı Beraberce yaratacağız” şeklindeki sözünüzle uyum içinde çalışabileceğimize gönülden inanıyoruz.

“Bilinç Çağı İnsanı” olmamı sağlayan çalışmaları yaparken geliştirdiğimiz (1) “Yetişkinler İçin Yolsuzlukları Önleme Kılavuzu”, (2) “Öğrenciler İçin Yolsuzlukları Önleme Kılavuzu”, (3) Ruhbilim Uzmanı Ergün Arıkdal’ın “çok bencil bir millet” olduğumuzu ifade eden yazısı”, (4)  Uluslararası Şeffaflık Örgütü tarafından yayınlanan yolsuzluk raporu, (5) aynı örgüt tarafından yayınlanan yolsuzluk haritası ve (6) Atatürk ve Ergün Arıkdal’ın bencillikle ilgili sözleri eklidir.

SONUÇ OLARAK: Sizi, bu  başvurumuzda yer almayan gerçeklerle ilgili bilgi vermek için, Turgutreis’teki Bilinçhane’nimizi ziyaret etmeğe davet ediyoruz.

Saygılarımızla.

Atatürk bağımlısı
Demokrasi Öğretmeni
Bilinç Üniversitesi Kurucuları Platformu Temsilcisi
Türkiye HABİTAT Yolsuzlukları Önleme Kozası Kolaylaştırıcısı
“Erdem Öğreten Deli” (BKZ. M. A. Çukurçayır/ Yurttaşsız Demokrasi /say 299)
Bilinçolog Galip (Diğerkâm) Baran

TEL: (0252) 382 34 77 / (0535) 844 84 76
E-POSTA: galipbaran@windowslive.com

Bilinç Üniversitesi’nin:
(a)    İşlevi: “Bilgi Çağı”  üniversitelerinin, zamanla Bilinçoloji Ana Bilim Dalına dönüşebilecek “Bilinç Enstitüsü” ya da “Bilinç Kürsüsü” gibi bölümler kurmalarına yardımcı olmak; böylece, yalnız bilgili değil aynı zamanda bilinçli mimar, mühendis, doktor, sosyolog, psikolog, antropolog  v.b. meslek mensuplarının yetişmesine katkıda bulunmak.
(b)   Kuruluş amacı:  “Güçlünün haklı olduğu değil, haklının güçlü olduğu”, bir başka deyişle, “dünyevi değerler”in yerini “uhrevi değerler”in aldığı bir dünya düzeni kurmak.

EKLERİ:

1.     “Yetişkinler İçin Yolsuzlukları Önleme Kılavuzu”
2.     “Öğrenciler İçin Yolsuzlukları Önleme Kılavuzu”
3.     Uluslararası Şeffaflık Örgütü tarafından yayınlanan rapor
4.     Uluslar arası Şeffaflık Örgütü tarafından yayınlanan yolsuzluk haritası

5.    Atatürk ve Ergün Arıkdal’ın bencillikle ilgili sözleri

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder