19 Ocak 2013 Cumartesi

Çevre, yaşam ve doğal denge... "ÖRNEK OLAY"...


19 Ocak 2013 Cumartesi

mektup yazdık...

HAKİKATİ HAYKIRAN BİR ÇIĞLIK!..
Mustafa Nevruz SINACI
“Sayın Mustafa Nevruz Sınacı (Gazeteci, Araştırmacı-Yazar) Bey; Şimdilerde moralimiz çok bozuk. Neden derseniz; Çünkü çevremize baktıkça midemiz bulanıyor. Ana cadde kaldırımları çok bozuk, yollar delik deşik. Vahim kazalara neden olacak derecede kötü durumdaki 1516. cadde hakkında pek çok dilekçe verildi. Fakat görevli ve sorumlulardan bir türlü cevap alınamadı. Aslında Büyük şehir Belediyesinden geliyorlar. Bir araç, içinde sorumlu, yanında 2 kişi daha. Şikâyet konusu yerin fotoğrafını çekip gidiyorlar.. Yaptıkları bundan ibaret, sonra çekip gidiyorlar, gidiş o gidiş…
Örneğin; 1427 Cadde üzeri, 100. yıl Pazaryerine bir “kapalı otobüs durağı” istedik. Bir süre sonra görevli, yetkili ve sorumlular geldi "yer uygun değil" deyip gittiler. Oysa bu, hayati bir ihtiyaç; İnsanlar kar-kış, güneş, sıcak ve soğukta ne yapacaklar? Yer uygun değilse çözüm bulmak EGO’nun görevi değil mi. Gerçek şu ki: Halka hizmet verilmiyor. Sanki veriliyormuş gibi, yandaş gazete ve millet parasıyla basılıp, parasız dağıtılan dergilerde, gerçek dışı beyan, yalan ve yanlışlarla kendilerini methediyor, övüyor ve halkı aptal yerine koyup kandırıyorlar..
Şimdi soruyoruz: Halka hizmetin nihai unsuru belediyecilik: Yaşam çevresinde yer alan, kamu ve tüm insanlar adına geleceğe ait park, bahçe ve doğa harikası yeşil alanları, gasp ederek, rant amacıyla tüccara satıp, haksız-hukuksuz, ahlâk dışı çıkar sağlamak suretiyle yan gelip yatmak mıdır? Biz, bu kirli ilişkiler, sapkınlık ve çılgınlıklarla baş edemiyoruz. Mahalle sakinleri ise, kendi güncel sorunları ve sıkıntılarından başka bir şeyle ilgilenemiyorlar. Herkes geçim derdine düştü. Sizler gibi çok az insan kaldı çevrede. Kimse dert anlamıyor.
Sorun çözmekte, çözüm üretmekte ve çare bulmakta yalnız kalıyoruz...
Bir örnek daha: Gökte Şehir, Sebla Evleri, Pınar Okulları, Kozlar İnşaat gibi; 100. Yıl “Birlik Parkı”nı da bu vurguna katmak istiyorlar. Yani, B şehir Belediyesinin icraatı, kamu ve halka ait park, arsa ve arazileri pazarlamak,.25 kat üstü devasa beton yığınları dikmek mi?.
Mamak’la takas edilen alana kurulu Kozlar ve malum inşaatlar önü Çetin Emeç Bulvar bağlantılı 1505. cadde daralmış, 100. Yıl girişi, Konya yolu köprü çıkışı ve devamında araç geçişi tıkanmıştır. Trafik allak bullak, şimdi böyle yarın ne olacak? Dahası, gelecekte nefes alacak, huzur içinde oturup dinlenecek, spor yapacak, koşacak, yürüyecek, çocuklarımızın çocukluk yaşlarını yaşayacak alanların yok olmasına sebep olan bu belediye Başkanı Melih Gökçek'in yanlışlarını millete duyurmak, kendisini uyarmak ve sorunların asıl muhatabı hükümete şikâyet etmek, tahribatı haykırmak, sorumsuzluğa ‘DUR’ demek lâzım.. 
BİRLİK PARKI'NIN
"İMDAT" ÇIĞLIĞI
            Bu sorunlar ve sözde sorumlularla boğuşmaktan bizde moral kalmadı. Kendimizi yel değirmenleri ile boğuşur gibi hissediyor; Sevgili ve değerli mahalle halkımıza vaadimiz olan ‘hizmet’ sözünü tutamamaktan ve mahcup olmaktan korkuyoruz. Ama yine de sabır diyelim. B.şehir imar komisyonu ile meclis üyeleri, yarın işbu yaptıkları kamu arazileri gaspı ve park katliamlarıyla vicdanları huzura erecek mi? nasıl can ve hesap verecekler?! Yolsuzluk yerine, geniş kavşaklar, fıskiyeli ferah yollar, parklar, bahçeler, yeşil alanlar yapsalar; Sağlıklı, ucuz, huzurlu ve güvenli bir yaşam ortamı yaratmak için çalışıp; İnsanlardan dua alsalar olmaz mı? 
            B.şehir imar kom. ve belediye meclisinin AKP'li üye sayısı, sözde muhalefet partileri CHP-MHP’den fazla olmasından kaynaklanan üstünlükle maşallah bu milletin malını çarçur edip birilerinin ceplerini dolduruyorlar. İşte bu, etik kirlilik, insanlık suçu, iktidarın yüz karası ve ayıbını gösteriyor. Bizler buradan ve sizin aracılığınız ile idarecilere şunu söylemek isteriz: “Sizler Allah rızası için, üzerinize düşen ve halka karşı olan sorumluluklarınızı, doğru, dürüst, adaletle yerine getirin, Kendi hırs, ihtiras ve kirli menfaatleriniz uğruna “kamu ve kul hakkını” yemeyin. Özünüz ve sözünüz bir olsun: Ya göründüğünüz gibi olun ya da olduğunuz gibi görünün. Adliye kadıya mülk değildir, zülüm ile abâd olunmaz biliniz; 
            Saygılarımızla.”
            Yüksek Mimar Ahmet Nedim KAYA, Birlik Plâtformu Sözcüsü ve Koordinatörü; Hasan SARIKAYA, 100. Yıl İşçi Blokları Mahallesi Muhtarı; Mehmet İhsan GÜLBUDAK, Çukurambar Mahallesi Muhtarı; Cemal AKIN, Çiğdem Mahallesi Muhtarı; Cengiz YAĞ, Kızılırmak Mahallesi Muhtarı; Cathryn HOARD, Öğretim Görevlisi, 
***
DAHA AZLA BİLGİ VE AYRINTI İÇİN;
LİNK :: 

3 Ekim 2012 Çarşamba

BENCİL MİLLET…


BENCİL MİLLET…

“Bizim halkımız vicdan sesini dinlemek istemiyor çünkü çok materyalist olmuş durumda. Çok bencil bir milletiz biz.  Bu memleketin; bilim adamından, ekonomistten, iyi siyaset adamından ziyade, vicdanının sesini çekinmeden ortaya koyabilen, gerçekten yürekli, gerçekten sevebilen insanlara ihtiyacı var. Bizim para, bilgi, şöhret, sandalye severlere değil, birtakım menfaatler uğruna “üç maymunlar”ı oynayan insanlara değil, tam tersine vicdan sesini ifade etmeye çalışan, seven, uyum sağlayan, ortak alan kurabilen insanlara ihtiyacımız var. Bizim asıl sıkıntımız buradadır.” ( “Evrensel İnsan” / Ergün Arıkdal/ Ruh ve Madde Yayınları/ sayfa 222)

T.C. BAŞBAKANLIK HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI


T.C.
BAŞBAKANLIK
HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI

SAYI: HM.O.KAF.03. 03/                                                                                    22. 11. 01 *  89387

KONU: Galip BARAN’ın Başvurusu


BAŞBAKANLIK
Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı


İLGİ: 26.10.2001 tarih ve B.02.0.BHİ- 9933 sayılı yazınız.

İlgide kayıtlı yazınızla, yazınız ekinde yer alan Turgutreis Gönüllüleri Temsilcisi Galip BARAN tarafından gönderilen dilekçenin incelenerek cevaba esas teşkil edecek bilgilerin tarafınıza gönderilmesi talep edilmiştir. Söz konusu dilekçede “Türkiye’yi Dış Borç Yükünden Kurtarma” amaçlı bir kampanyanın Turgutreis Gönüllüleri tarafından başlatılmasının düşünüldüğü ifade edilmektedir.

Turgutreis Gönüllülerinin Temsilcisi olarak sözü edilen kampanya için “gönüllü vergi” olarak ilgilinin yapmak istediği katkı ve aktif olarak çalışma isteği takdir edilmesi gereken bir davranış olup halkımızın Türkiye’nin Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı’na ve ülkenin sorunlarına sahip çıkma yönünde ne kadar bilinçli ve duyarlı hareket ettiğini göstermektedir.

Bununla beraber, 1050 sayılı Kanunun üçüncü bölümünde gelir bütçesi altında yer alan 39.maddesinde “ Kanuna dayanmadıkça hiçbir vergi, resim (ve harç) salınamaz ve alınamaz, vergi resim (ve harçlara) ilişkin tarh ve toplama usulleri kanun ve tüzüklere göre düzenlenir. Genel Bütçe Kanunu her yıl vergi, resim (ve harçların) toplanmasına izin verir” ifadesi gereğince “gönüllü vergi” olarak bile adlandırılsa dış borç ödemeleri dahil herhangi bir kamu hizmetine karşılık olarak devlet aracılığıyla bağış ve yardım toplamak için yasal bir düzenleme yapılması gerekmektedir. Söz konusu yasal düzenlemenin yapılması halinde belli bir amaca yönelik olarak bağış ve yardımların toplanabilmesi mümkün olabilecektir.

Sivil toplum örgütlerinin kamuyu temsilen denetim ve izleme görevini de üstlendikleri dikkate alındığında: bu örgütlerin, kendi inisiyatifleri doğrultusunda başlatacakları kampanyaların kamu açıklarının azaltılması ve kamu tasarrufunun artışında toplumsal bir bilincin oluşturulması hususunda da yardımcı olabileceği düşünülmektedir.

Bilgilerinize arz olunur.
                                                                                                     
                                                                                              
                                                                                            E. Ferhat Emil
                                                                                         Müsteşar yardımcısı

SAYIN CÜNEYT ÖZDEMİR,


SAYIN CÜNEYT ÖZDEMİR, (CNN)

BU AKŞAMKİ PEOGRAMDA DÜNYANIN EN PAHALI BENZİNİNİ KULLANMAMIZI LONUŞACAĞINIZI ÖĞRENİNCE, 31. 01. 2012 TARİHLİ ÖNCEKİ BİR MESAJI GÖNDEREREK, KENDİMİ HATIRLATARAK SÖZE BAŞLAMANIN YARARLI OLACAĞINI  DÜŞÜNDÜM...

EN PAHALI BENZİNİN NEDENİ:

İNSAN BENCİL (HODKÂM) BİR VARLIK VE HODKÂM VARLIK VERGİ ÖDEMEZ, VERGİ KAÇIRIR (KUL HAKKI YER). ÇEVREYİ KİRLETİR, AŞIRI TÜKETİR, TRAFİK KURALLARINI İHLÂL EDER.

VERGİ DAİRELERİNDE "ÖDEDİĞİN VERGİ SANA HİZMET OLARAK DÖNECEKTİR" ŞEKLİNDE BİR YAZI GÖRÜLÜR. AMA NAFİLE. BU YAZI BENCİL (HODKÂM) VARLIĞI IRGALAMAZ...


BU SORUNUN AŞILABİLMESİ İÇİN BENCİL (HODKÂM) VARLIĞIN DEĞİŞMESİ SENCİL (DİĞERKÂM) BİR VARLIĞA DÖNÜŞMESİ GEREKİYOR..

BEN YILLAR ÖNCE BU OLAYI YAŞADIM. "KİRA GELİRİ VERGİSİ" VE "VERASET VE İNTİKAL VERGİSİ" KAÇIRDIM. KUL HAKKI YEDİĞİM HALDE DAHA SONRA 5 EYLÜL 2001 TARİHİNDE "GÖNÜLLÜ VERGİ" ÖDEMEK İÇİN BAŞBAKANLIĞA BAŞVURDUM. HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI BU BAŞVURUMLA İLGİLİ OLARAK "YASAL DÜZENLEME" YAPILMASI GEREKTİĞİ YOLUNDA ÖRNEĞİ EKLİ GÖRÜŞÜ BİLDİRDİ. ANCAK BÖYLE BİR DÜZENLEME YAPILMADI. SAYIN ALİ BABACAN BU BAŞVURUM İÇİN TEŞEKKÜR ETTİ. VE "BU KONUDA YAPILAN ÇALIŞMALAR DEVAM ETMEKTEDİR" ŞEKLİNDE BİR YANIT VERDİĞİ HALDE BİR BAŞVURUMDAN BİR SONUÇ ALAMADIM.

HÜKÜMET, VERGİNİN "GÖNÜLLÜ" OLANINI DEĞİL, "ZORUNLU" OLANINI TERCİH ETTİ, NE YAZIK Kİ..

DÜNYANIN EN PAHALI BENZİNİNİ KULLANMAMIZ, DÜNYANIN EN BENCİL (HODKÂM) VARLIKLARI OLDUĞUMUZUN EN AÇIK GÖSTERGESİDİR.

BENCİL (HODKÂM) İNSANIN "VERGİ BİLGİSİ" OLMASINA KARŞI "VERGİ BİLİNCİ" YOKTUR...

BENCİL (HODKÂM) İNSAN "ÇEVRE", "TASARRUF" VE "TRAFİK" KONULARINDA DA BİLİNÇSİZDİR...

BEN, BİLİNÇ KONUSUNDA SÖYLEYECEK SÖZÜ OLANLARI DAVET EDECEĞİNİZ BENİM DA KATILACAĞIM BİR PROGRAM YAPMANIZI ÖNERİYORUM...

 ÖNERİYORUM, ZİRA LAFLA PEYNİR GEMİSİ YÜRÜMÜYOR...

SELAMLAR... 

Galip Baran
Bilinç Üniversitesi (1) Kurucusu
02 Ekim 2012

5 Eylül 2012 Çarşamba

Dr. Ömer Dinçer


 Dr. Ömer Dinçer
Milli Eğitim Bakanı
ANKARA

KONU:  “Trafik sorununu halkın işbirliğinde çözme ve demokrasiyi tabana yayma projesi”nin İlk ve orta öğretim okulları müfredat  programına “uygulama dersi” olarak konulması talebimin dikkate/ciddiye alınması ve bu konuda Hayat Boyu Eğitim Genel Müdürlüğü yetkilileriyle/uzmanlarıyla yüz yüze görüşmeme olanak sağlanması.

İlgi (1) :  Turgutreis Akçaalan İlköğretim Okulu Müd.ne yaptığım 23. 03. 1991 tarihli başvuru
İlgi (2) :  Milli Eğitim Bakanlığına (Hikmet Uluğbay’a) yaptığım 19. 09. 1997 tarihli başvuru
İlgi (3) :  Bodrum Kaymakamlığına yaptığım 17. 10. 1997 tarihli başvuru
İlgi (4) :  Bodrum İlçe Milli Eğitim Müd.nün 21. 10 1997 tarih ve 186609-B.4.M.4.48.01-02-322/3054 sayılı cevabı
İlgi (5) :  Muğla Milli Eğitim Müd.nün 25. 12. 1997 tarih ve B.08.4.MEM.4.48.00.04-050/29356 sayılı cevabı
İlgi (6) :  Milli Eğitim Bakanlığına (Hikmet Uluğbay’a) yaptığım 29. 07. 1998 tarihli başvuru
İlgi (7) :  Bodrum Kaymakamlığına yaptığım 10. 03. 1998 tarihli başvuru
İlgi (8) :  Bodrum Kaymakamlığına yaptığım 19. 06. 1998 tarihli başvuru
İlgi (9) :  Bodrum Kaymakamlığına yaptığım 06. 07. 1998 tarihli başvuru
İlgi (10): Karayolu Güvenliği Yüksek Kuruluna yaptığım 3. 08. 1998 tarihli başvuru 
İlgi (11): Cumhurbaşkanlığına yaptığım 30. 08. 1998 tarihli başvuru
İlgi (12): Cumhurbaşkanlığı Gen. Sekreterliğinin 15. 09. 1998 tarih ve B.01.0.YKB.02-02-1622-4840 sayılı cevabı
İlgi (13): Milli Eğitim Bakanlığına (Hikmet Uluğbay’a) yaptığım 29. 09. 1998 tarihli başvuru
İlgi (14): Karayolu Güvenliği Kuruluna yaptığım 12. 03. 1999 tarihli başvurum 
İlgi (15): Karayolu Güvenliği Yüksek Kuruluna yaptığım 15. 03. 1999 tarihli başvuru 
İlgi (16): Karayolu Güvenliği Yüksek Kuruluna yaptığım 01. 10. 1999 tarihli başvuru 
İlgi (17): Karayolu Güvenliği Yüksek Kuruluna yaptığım 30. 08. 2000 tarihli başvuru 
İlgi (18): Milli Eğitim Bakanlığına yaptığım 29. 07. 2002 tarihli başvuru
İlgi (19): Cumhurbaşkanlığı Gen. Sekreterliğinin 08. 08 2002 tarih ve B.01.0.YKB.02-83-6132 sayılı cevabı
İlgi (20): Milli Eğitim Bakanlığına yaptığım10. 10. 2002 tarihli başvuru
İlgi (21): M. E. B. Sağlık Dairesi Başkanlığının 02. 12. 2002 tarih ve B. 08. 0. SDB. 0. 31. 06.
01. 099 sayılı cevabı
İlgi (22): Milli Eğitim Bakanlığına yaptığım 09. 12. 2002 tarihli başvuru
İlgi (23): Akçaalan İlköğretim Okulu Müd.ne yaptığım 30. 12. 2002 tarihli başvuru
İlgi (24): Zeyyat Mandalinci İlköğretim Okulu Müd.ne yaptığım 30. 12. 2002 tarihli başvuru
İlgi (25): Turizm Meslek Lisesi Müd.ne yaptığım 28. 04. 2003 tarihli başvuru
İlgi (26): Milli Eğitim Bakanlığına yaptığım 07. 09. 2003 tarihli başvuru
İlgi (27): M. E. B. Talim Terbiye Kurulu Başkanlığının 18. 09. 2003 tarih ve B.08. 0. TTK. 0. 01. 01.02 / 0010160 sayılı yazısı
İlgi (28): Karayolu Güvenliği Yüksek Kuruluna yaptığım 20. 09. 2003 tarihli başvuru 
İlgi (29): Bodrum Kaymakamlığına 12. 01. 2004 tarihli başvuru
İlgi (30): Bodrum Kaymakamlığına 26. 01. 2004 tarihli başvuru
İlgi (31): Cumhurbaşkanlığına yaptığım 29. 01. 2004 tarihli başvuru
İlgi (32) :  M. E. B. T. T. K Başkanlığının 10. 03. 2004 tarih ve B.08. 0. TTK. 0. 01. 01.02 / 002384 sayılı yazısı
İlgi (33): Cumhurbaşkanlığına yaptığım 07. 05. 2004 tarihli başvuru
İlgi (34): Başbakanlığa yaptığım 02. 06. 2004 tarihli başvuru
İlgi (35): Cumhurbaşkanlığı Gen. Sekreterliğinin 07.06. 2004 tarih ve B.01.0.YKB.02-83-680-2953 sayılı cevabı
İlgi (36): M. E. B. Özel Eğitim Kurumları Genel Müd.ne yaptığım18. 08. 2004 tarihli başvuru
İlgi (37): Başbakanlığa yaptığım 09. 09. 2004 tarihli başvuru
İlgi (38): Başbakanlık Halkla İlişkiler Daire Başk.nın 27. 09. 2004 tarih ve B.02.0.BHİ-B.05.0.000.0.00.-888.088/20204 sayılı cevabı
İlgi (39): M. E. B. Özel Eğitim Kurumları Genel Müdür. nün 27. 09. 2004 tarih ve B.08.0.ÖÖĞ.0.19.03.02/410.5/57012 sayılı cevabı
İlgi (40) :  M. E. Bakanlığına yaptığım 08. 09. 2005 tarihli başvuru (M. E. Bakanı’na Açık Mektup)
İlgi (41) :  M. E. B. Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı’nın 13. 10. 2005 tarih ve B. 08. 0. TTK. 0. 01. 01. 01-10909 sayılı cevabı  
İlgi (42) :  Milli Eğitim Bakanlığına yaptığım 19. 12. 2005 tarihli başvuru
İlgi (43) :  M. E. B. Özel Eğitim Kurumları Genel Müd.nün 02. 01. 2006 tarih ve B. 08. ÖÖG. 0. 19. 02. 04. 420. 5- 50028 sayılı yazısı
İlgi (44):  Muğla Valiliğine 28. 04. 2006 tarihli başvuru
İlgi (45): Muğla Valiliği Milli Eğitim Müd.nün 26. 04. 2006 tarih ve  B.08.4.MEM.4.48.00.04.050/9707 sayılı “OLUR yazısı
İlgi (46): Muğla Valiliği Milli Eğitim Müd.nün 28. 04. 2006 tarih ve  B.08.4.MEM.4.48.00.04.050/9940 sayılı cevabı
İlgi (47): Bodrum Milli Eğitim Müd.ne 02. 06. 2006 tarihli başvuru
İlgi (48): Muğla Milli Eğitim Müdürlüğüne 13. 06. 2006 tarihli başvuru
İlgi (49): Muğla Milli Eğitim Müdür. nün 16. 06. 2006 tarih ve B.08.4.MEM.4.48.00.04.510/14727 sayılı cevabı
İlgi (50): Muğla Valiliğine 07. 08. 2006 tarihli başvuru
İlgi (51): Muğla Milli Eğitim Müdür.nün 15. 08. 2006 tarih ve B.08.4.MEM.4.48.00.03/324-19374 sayılı cevabı
İlgi (52): Muğla Milli Eğitim Müdür.nün 18. 09. 2006 tarih ve B.08.4.MEM.4.48.00.03/324-22487 sayılı cevabı
İlgi (53): Bodrum Kaymakamlığına 16. 10. 2006 tarihli başvuru
İlgi (54): İzmir Valiliğine 02. 11. 2006 tarihli başvuru
İlgi (55): İzmir Valiliği Milli Eğitim Müd.nün 16. 11. 2006 tarih ve B.08.4.MEM.35.00.011.500-42513 sayılı cevabı
İlgi (56): Bodrum Kaymakamlığına 13. 12. 2006 tarihli başvuru
İlgi (57): Bodrum Milli Eğitim Müd.nün 15. 12. 2006 tarihli cevabı
İlgi (58): Hayırlı Sabancı Lisesi, Turizm Meslek Lisesi,Bodrum Lisesi, Anadolu Meslrk ve Kız Meslek Lisesi, Marmara Koleji ve Gür çağlar İlk Öğretim Okulu ve lisesi Müdürlüklerine yapılan 18-12.01. 2007 tarihli başvurular
İlgi (59): Cumhurbaşkanlığına yaptığım 08. 05. 2008 tarihli başvuru
İlgi (60): Milli Eğitim Bakanlığına yaptığım 21. 05. 2009 tarihli başvuru
İlgi (61): Bodrum Kaymakamlığına 02. 06. 2009 tarihli başvuru
İlgi (62): Bodrum Milli Eğitim Müd.nün / 06/ 2009 tarihli cevabı
İlgi (63): Milli Eğitim Bakanlığına yaptığım 17. 05. 2010 tarihli başvuru
İlgi (64):M. E. B. Talim Terbiye Kurulu Başkanlığının 02. 06. 2010 tarih ve B. 08. 0. TTK. 0. 72. 01. 00. -622. 03- 3532 sayılı yazısı
İlgi (65): Milli Eğitim Bakanlığına yaptığım 7. 07. 2010 tarihli başvuru
İlgi (66): M. E. B. T.T. K. Başkanlığı Eğitim-Öğretim ve Program Dairesinin 30. 07. 2010 tarihli  e-posta iletisi
İlgi (67): Milli Eğitim Bakanlığına yaptığım 7. 09. 2010 tarihli başvuru
İlgi (68): M. E. B. Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müd.nün 6. 10. 2010 tarih ve  B.08. 0. ÇYG. 0. 06. 01. 00- 4568 sayılı yazısı
İlgi (69): M. E. B. T. T. K. Başkanlığının 14. 12. 2010 tarih ve B. 08. 0. TTK. 0. 72. 01. 00- 0008673 sayılı yazısı
İlgi (70): Muğla Valiliğine 19. 02. 2011tarihli başvuru
İlgi (71): Muğla Valiliği M. E. Müd. nün 28. 02. 2011 tarihli “OLUR” cevabı
İlgi (72) : M. E. B. T. T. K. Başkanlığına 17. 03 2011 tarihli başvurum
İlgi (73) : Milli Eğitim Bakanlığına yaptığım (Ömer Dinçer’e Açık Dilekçe) 13. 03. 2012 tarihli başvuru
İlgi (74) :  M. E. B. Hayat Boyu Eğitim Genel Müd.nün 22. 03. 2012 tarihli ve B. 08. 0. HBÖ. 0. 03. 00. 00. – 045- 1296 sayılı cevabı
İlgi (75) : Bodrum  İlçe M. E. Müd.nün  19. 04 2012 tarih ve B. 08. 4. MEM. 4. 48. 01. 19. 02- 2274 sayılı yazısı
İlgi (76) : Bodrum Halk Eğitimi Merkezi ve Akşam Sanat Okul Müd.nün 30. 07. 2012 tarih ve B. 08. 4. MEM. 0. 48. 40. HI- 19. 02- 237 sayılı yazısı

Sayın Bakan,
İlgi (73) deki başvurumda da ifade edildiği üzere, çevre, tüketim, trafik, sağlık, vergi, rüşvet, iş ahlakı (Ahilik), milli servet, imar ve her şeyi devletten bekleme gibi alanlarda başlattığım, “okul dışı eğitim” olarak tanımladığım, insanı, davranışlarını ve nedenlerini araştırdığım, bazıları yerel bazıları merkezi yönetimin sorumluluk alanına giren, beni bencillikten kurtaran, bilinçlendiren çalışmaları yaparken yaşam biçimim kökten değişti:

*     “Yasa bağımlısı” oldum.
*     “Diğerkâm bir kişilik” edindim.
*     ANDIMIZ’da yer alan “yurdu ve milleti özden çok sevme ilkesi”ni özümsedim.
*     Edindiğim “tecrübi bilgi” ile işlevi ve amacı aşağıda açıklanan Bilinç Üniversitesi’ni kurdum.
*     Kendimi tanımağa başladığımın, bilinç konusunda uzmanlaştığımın farkına vardım ve kendimi Bilinçolog olarak tanımladım.

Ayrıca, yukarıda sayılan alanlardaki çalışmaları yaparken:
(a)     Sözlükteki tanımı  “YETİ” sözcüğüyle sınırlı olduğu görülen bilinç kavramını “SORUMLUK” kavramıyla bütünleştirdim, ete kemiğe büründürdüm. Somutlaştırdım.
(b)    Bilinci ; B (bilinç) = Z (zaman) X (çarpı) Ç kare(çabanın karesi) şeklinde ifade ederek bilimselleştirdim.

Sayın Bakan,
Yasa bağımlısı” olmuş, “diğerkâm bir kişilik” edinmiş, “yurdu ve milleti özden çok sevme ilkesi”ni özümsemiş bir insanın aşırı tüketmesi, çevre, trafik ve vergi yasalarını ihlâl etmesi, bu ya da başka konularda yolsuzluk yapması, daha da önemlisi, yolsuzlukları önlemek için çalışmaması, yolsuzluk yapanlarla savaşmaması mümkün değildir.

Bu nedenle, yukarıda sözü edilen özellikleri edinmiş  nesillerin yetiştirilebilmesi için, ilk ve orta öğretim okulları müfredat programına “uygulama dersi” olarak konulmasını yıllardır öneregeldiğim “Trafik sorununu halkın işbirliğinde çözme ve demokrasiyi tabana yayma projesi”nin hayata geçirilmesi gerekmektedir.

Şu da var ki; benim yukarıda sözü edilen özellikleri edinmemi sağlayan çalışmaları yaparken Bakanlığınıza ve bağlı kurum ve kuruluşlara (1991 yılından bu yana)  yaptığım yukarıda sıralanan  başvurulara ve bu başvurulara karşılık olan cevaplar, sözü edilen projeyi hayata geçirmenin neredeyse imkânsız olduğunu düşündürmektedir…

Diğer taraftan :
(a)   Hayat Boyu Eğitim Genel Müdürlüğü’nün İlgi (74) deki yazısında : 
“ Halk Eğitimi Faaliyetlerinin Uygulanmasına Dair Yönergeden söz edilmekte ve “ sözü edilen Yönergenin 17.Maddesinde, bireylerin hayat boyu öğrenme kapsamında, eğitim kurumları dışında bireysel (informal)  olarak çeşitli yollarla edindikleri bilgi ve beceriler, yaygın eğitim sisteminde doğrudan ölçülerek değerlendirileceği ve belgeleneceğim belirtilmiştir. Bu konudaki çalışmalar devam etmekte olup, çalışmalar sonuçlandırıldığında öğreticilik belgesi almak isteyen Galip BARAN’ın halk eğitimi merkezine başvurusu halinde sözünü ettiği eğitim faaliyetleri ölçülerek belgelendirilebilecektir” denildiği görülmektedir. (Bodrum  M. E. Müd.lüğü bu yazıyı Halk Eğitim Merkezine göndermeyi ihmal etmiş, benim hatırlatmam üzerine, iki ayı geçen bir zamandan sonra iletmiştir)

Bu yazıda, benim, hayat boyu öğrenme kapsamında, eğitim kurumları dışında bireysel (informal) olarak edinmiş bulunduğum bilgi ve becerileri ölçebilecek, değerlendirebilecek ve belgelendirebilecek bir kişi ya da kurumdan söz edilebilmesi, bu dünyada bilinç konusunda benden başka bir uzman ya da bir Bilinçolog bulunmadığı gerçeği karşısında, dayanaktan yoksun bir ifadedir. Gaflettir…Lafı güzaftır

Aynı yazıda devam etmekte olduğu bildirilen  çalışmaları yapan bilinç uzmanlarının (!),  o çalışmaları yapabilmek için sahip olmaları gereken bilgi ve beceriyi nerede, nasıl ve ne gibi faaliyetlerde (!) bulunarak edindiklerini çok merak ettiğimin ve bu çalışmalar gerçekten yapılıyorsa, ya da yapılması düşünülüyorsa, her türlü yardımda bulunmağa hazır olduğumu bilmenizi isterim.

(b) Bodrum Halk Eğitimi Merkezi ve Akşam Sanat Okulu Müdürlüğünün  İlgi (76)’deki (bana elden verilen) yazısında ise, aynen:
Milli Eğitim Bakanlığı Yaygın Eğitim Kurumları Yönetmeliği ve Halk Eğitimi Faaliyetlerinin Uygulanmasına Dair Yönergelere atıfta bulunulduktan ve  bu  yönetmelik ve yönergelere  göre Halk Eğitim Merkezlerinde verilecek kurslarda görevlendirilecek kişilerin özelliklerinin belirlendiği ifade edildikten sonra; “Buna göre belirttiğiniz özellikler kurumumuz bünyesinde görevlendirmeye uygun değildir. Görev almak istediğiniz kurslarla ilgili bir diploma ve veya alanınızda uzman olduğunuza yada usta öğretici olduğunuza dair bir belge sunamamaktasınız. Usta öğretici olduğunuza dair bir belge istenmektedir ki, Hem Otomasyon sistemimizde şu an için bu konuda bir program mevcut değildir. Ayrıca, sözü edilen konularda Hem Otomasyon sistemimizde talep ettiğiniz kurslarla ilgili bir modül bulunmamaktadır. Bu nedenlerden dolayı  şuan için sizin kurs ya da seminerlerimizde görev alma talebiniz uygun görülmemektedir” denildiği görülmektedir.

Bu dünyada benden başka bir Bilinçolog bulunmadığı gerçeği karşısında, bu yazıyı yazan, bana “üniversite mezunu bile değilsin” diyen, felsefe eğitimi gördüğünü ifade eden, Trafik Yasası’nın yayalarla ilgili kırmızı ışık kuralını ihlâl edip etmediğini sorduğumda bazen ihlâl ettiğini (bu yolsuzluğu yaptığını) söyleyen, Bodrum Halk Eğitimi Merkezi ve Akşam Sanat Okulu Müdürünü tanımlamak için, AYMAZLIK dışında bir sözcük düşünemiyorum. 

Sayın Bakan,
Diğer taraftan, bilmenizi ve üzerinde düşünmenizi istediğim en önemli şey: “İklim değişikliği”nin “Bilgi Çağı”nda gerçekleştiği, (aynı çağda ozon tabakasının delindiği, buzulların eridiği, yağmur ormanlarının tükendiği, türlerin azaldığı) sonuç olarak, “Bilgi Çağı”nın “bilgi ile sınırlı eğitim anlayışı”nın  felâket olarak tanımlanan “İklim Değişikliği”ni önleyemediği, “Bilgi Çağı” insanını bencillikten kurtaramadığı ve bilinçlendiremediği gerçeği karşısında, bu çağın (“Bilgi Çağı”) insanının "bilgi ile sınırlı eğitim anlayışı”nı aşmasının, “Bilinç Çağı”nın “bilinçlendirici eğitim anlayışı” ile tanışmasının, yalnız ülkemiz değil, bu gezegen için “olmazsa olmaz”  bir KOŞUL  olduğudur…

Bilmenizi istediğim diğer önemli şey, bilinç sözcüğünün kullanılışında yapılan yanlışlardır;
*    “Biliyorum”ya da “farkındayım” yerine “bilinçliyim” ya da “bilincindeyim”,
*    “Kasten” ya da “maksatlı” yerine “bilinçli olarak”,
*    “Bilgilendiriyorum” ya da “bilgi veriyorum” yerine “bilinçlendiriyorum” denildiği görülmektedir.

Bu arada, geleceğin “çevrenin kirletilmediği, tüketim çılgınlığının sona erdiği, trafik kurallarının  ihlâl edilmediği, sağlığa aykırı alışkanlıkların edinilmediği, verginin kaçırılmadığı (kul hakkının yenmediği), rüşvetin alınmadığı/verilmediği, milli servetin korunduğu,  iş ahlakına saygı gösterildiği, (Ahilik İlkelerinin ihya edildiği), imar yasasına aykırı işlerin yapılmadığı, her şeyin devletten beklenmediği Türkiye’sini inşa etmek” için ne kadar çok çaba harcadığımı, bu konuyu ne kadar ciddiye aldığımı da düşünmenizde fayda görüyorum...

TALEP: “Trafik sorununu halkın işbirliğinde çözme ve demokrasiyi tabana yayma projesi”nin İlk ve orta öğretim okulları müfredat  programına “uygulama dersi” olarak konulması talebimin dikkate/ciddiye alınması ve bu konuda Hayat Boyu Eğitim Genel Müdürlüğü yetkilileriyle/uzmanlarıyla yüz yüze görüşmeme olanak sağlamanızı istiyorum.

Başta sayılan alanlardaki çalışmaları yapmakla, bu çalışmalarla ilgili olarak size başvurmakla bir sorumluluğumu yerine getirmiş bulunuyorum. Bu çalışmalarımı ve başvurularımı dikkate alıp almamanın sorumluluk ve vebalini takdirlerinize bırakıyorum.

Yukarıda sözü edilen “Trafik sorumunu halkın işbirliğinde çözme ve demokrasiyi tabana yayma projesi”,  bakanlığınız görevlilerine ulaştırılmasını önerdiğim “Diğerkâmlık Andı” ve  öğrencilere dağıtılmasını istediğim öğrenciler için “Diğerkâmlık Andı” eklidir.

Saygılarımla.

Bilinç Üniversitesi Kurucusu/ Bilinçolog Galip Diğerkâmbaran
E-POSTA: galipbaran@windowslive.com

Bilinç Üniversitesi’nin:
(a)    İşlevi: “Bilgi Çağı”  üniversitelerinin, zamanla Bilinçoloji Ana Bilim Dalına dönüşebilecek “Bilinç Enstitüsü” ya da “Bilinç Kürsüsü” gibi bölümler kurmalarına yardımcı olmak; böylece, yalnız bilgili değil aynı zamanda bilinçli mimar, mühendis, doktor, sosyolog, psikolog, antropolog  v.b. meslek mensuplarının yetişmesine katkıda bulunmak.
(b)  Kuruluş amacı:  Güçlünün haklı olduğu değil, haklının güçlü olduğu, dünyevi değerlerin yerini uhrevi değerlerin aldığı bir dünya düzeni kurmak.

EKLER:
1.   “Trafik sorumunu halkın işbirliğinde çözme ve demokrasiyi tabana yayma projesi
2.   “Diğerkâmlık Andı
3.   Öğrenciler için “Diğerkâmlık Andı
ADRES:  Yalı Mahallesi  4076 Sokak  No: 5/2   PK: 20 
                Turgutreis-BODRUM

23 Mayıs 2012 Çarşamba

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK’E AÇIK DİLEKÇE

Mehmet Şimşek
Maliye Bakanı

KONU: Kayıtdışı ekonomi ile mücadele.

Sayın Mehmet Şimşek,
Basında yer alan kayıtdışı ekonomi ile mücadele konusundaki  açıklamanızı okudum.Bu açıklamada kayıtdışı ile mücadeleyi Bakanlığınızın tek başına yapamayacağını, bu konuda vatandaşların da yardımına da ihtiyacınız olduğunu  ifade ettiniz ve söyleyecek sözü olan herkesi katkıda bulunmaya çağırdınız…Sorunun çözümü için öğrencileri, işadamlarını, sanatkârları, ev hanımlarını, fikri olan herkesi sizinle paylaşmağa davet ettiniz…
Benim, fikrim değil, sorunu  kökten çözecek, vatandaşın vergisini, kendisine  hizmet olarak döneceği inancıyla ödemesini, kul hakkı yeme alışkanlığını terk etmesini sağlayacak  proje önerimin adınıza düzenlenmiş örneği eklidir…
Aşağıda sayılan alanlardaki  çalışmaları yaparken geliştirdiğim bu proje, aşağıda da açıklanacağı üzere, beni, vergi kaçırma, kul hakkı yeme alışkanlığına sahip olan bencil (hodkâm) insanı “gönüllü vergi “ ödemeye kalkışacak kadar değiştirmiş, sencil (diğerkâm) kişilik kazandırmıştır.
Çevre, tüketim, trafik, sağlık, vergi, rüşvet, iş ahlakı (Ahilik), milli servet, imar ve her şeyi devletten bekleme gibi alanlarda başlattığım, “okul dışı eğitim” olarak tanımladığımız, insanı, davranışlarını ve nedenlerini araştırdığımız, bazıları yerel bazıları merkezi yönetimin sorumluluk alanına giren; beni bencillikten kurtaran, sayılan alanların tümünde (çevre, tasarruf, trafik, vergi) bilinçlendiren çalışmaları yaparken yaşam biçimim kökten değişti:
*      “Yasa bağımlısı” oldum.
*     “Diğerkâm bir kişilik” edindim.
*     ANDIMIZ’da yer alan “yurdu ve milleti özden çok sevme ilkesi”ni özümsedim.
*     Edindiğim “tecrübi bilgi” ile işlevi ve amacı aşağıda açıklanan Bilinç Üniversitesi’ni kurdum.
*     Kendimi tanımağa başladığımın, “Bilinç Çağı”nda yaşadığımın ve Bilinçolog olduğumun farkına vardım.
Erkek Sanat Enstitüsü  mezunuyum…Namaz, oruç, hac ve benzeri ibadetlerle ilgilenmediğim halde; kainatı ibadethane sayan, yaratılanları Yaratan’dan ötürü seven, Türkiye Cumhuriyeti devletini  dış borç yükünden kurtarmak için, yukarıda da ifade edildiği üzere, bir “gönüllü vergi” kampanyası başlatma girişiminde bulundum…2001 yılında ekonomik krizin aşılmasına katkıda bulunmak için Başbakanlığa yaptığım, 07. 09. 2001 tarih ve 119 sayı ile kayda alınan, Başbakanlık Hazine müsteşarlığı’nın 22. 11. 2001 tarih ve HM.O.KAF.03/89387 sayılı yazılarıyla önerilen yasal düzenleme yapılmadığı nedenle amacına ulaşamadı.
1996 yılında Bodrum’da, Garajaltı Kavşağında “Trafik kurallarına uyalım uymayanları uyaralım”sloganından esinlenerek bir proje başlattım.Trafik Yasası’nın yayalarla ilgili kırmızı ışık kuralını ihlâl edenleri uyarmaya başladım. Sürücülerin de yaya iken ihlâl ettikleri bu kuralı umursamayanların “demokratik kişilikten bi-haber, bencil ve bilinçsiz” insanlar olduklarını anladım. Projeyi uyguladığım kavşakları bu nedenle “demokrasi dershanesi” olarak tanımladım.
Yukarıda sözü edilen çalışmaları yaparken, tanımı “yeti” sözcüğüyle sınırlı olan bilinç kavramını SORUMLULUKkavramıyla bütünleştirdim, somutlaştırdım, ete kemiğe büründürdüm…
“Yasa bağımlısı” olarak yaptıklarım:
(a)    Başkanı Ferit Şahenk’e önceki Meclis Başkanlarından Köksal Toptan’ın TBMM Hizmet Ödülü verdiği, açılışını Başbakan Erdoğan’ın yaptığı, Turgutreis Yat Limanını (D-Marin’i);
*      ÇED raporunu hiçe sayarak, Çevre Yasası’ni ihlâl ederek, denizi kirleterek inşa eden,
*     Yaya yolunu, defalarca işgal ederek, Trafik Yasası’nı ihlâl ederek, “kamusal alan”a tecavüz ederek işleten Doğuş Grubu’nun  yaptığı yolsuzlukları önledim.
(b)    Turgutreis Otobüs Terminali karşısındaki Total benzin istasyonunun reklam panosunu yaya yoluna koyarak, “kamusal alan”a tecavüz ederek yaptığı yolsuzluğu da aynı şekilde önledim.
Şu da var ki; yukarıda sözünü ettiğim, ilk  ve orta öğretim okulları müfredat programına “uygulama dersi”olarak konulması önerisiyle M. E. Bakanlığı Talim Terbiye Kuruluna gönderdiğim, “Trafik terörünü halkın işbirliğinde çözme ve demokrasiyi tabana yayma  projesi” dikkate alınmadı. Uygulamaya konmadı…
2006 yılında, bilinç konusunda: (a) ilk ve orta öğretim okulları öğrencilerine konferanslar ve (b) emekli öğretmenlere de seminerler  vermek için Muğla Valiliğine başvurdum. Valiliğin “olur” vermesi üzerine sözü edilen konferansları vermeğe başladım…
Ancak emekli öğretmenlere seminer verme konulu başvuruma, M. E. Müdürlüğünce verilen yanıtta böyle bir seminer verebilmek için bir “usta öğretici” belgesine sahip olmam gerektiği, ancak bu belgeyi vermenin kendilerini aştığı ifade edildi…
M. E. Bakanlığına ilettiğim bu başvuruya ise : “Bakanlığımız Çıraklık ve Yaygın Eğitimi Genel Müdürlüğünün 07. 09. 2006 tarih ve 5386 sayılı yazılarıyla Yaygın Eğitim Kurumları Yönetmeliği ve buna bağlı olarak çıkarılan 07. 07. tarih ve 4235 sayılı Yönergede -usta öğretici- belgesi verileceğine dair bir kayıt bulunmadığı” şeklinde bir yanıt verildi…ACZ ifade edildi…
Sayın Mehmet Şimşek,
Bana bu dünyada bilinç konusunda “usta öğretici” belgesi verebilecek ya da benim Bilinçolog olup olmadığıma karar verebilecek bir kurum ya da kuruluş bulunmadığına göre, M. E. Bakanlığının teslim etmek zorunda olduğu iki şey var:
(a)   Bilinç konusunda “usta öğretici” olduğumu kabul etmek.
(b)   Bilinçolog olduğumu onaylamak.
Bir başka deyişle; YİĞİDİN HAKKINI YİĞİDE VERMEK.
Ne var ki, Bakanlık bu konuda “susma hakkı”nı kullandı… Bunu, “sükutun ikrardan geldiği” şeklinde değerlendiriyorum…
Sayın Mehmet Şimşek,
Sizden iki ricam:
(1)    Yukarıda sözünü edilen, ilk  ve orta öğretim okulları müfredat programına “uygulama dersi” olarak konulması önerisiyle M. E. Bakanlığına gönderdiğim, ülkenin geleceği çocuklarımıza da benzer özellikler kazandıracağı (yasa bağımlısı olmalarını, yurdu ve milleti özden çok sevme ilkesi”ni özümsemelerini, diğerkâm kişilik edinmelerini sağlayacak olan) “Trafik terörünü halkın işbirliğinde çözme ve demokrasiyi tabana yayma  projesi”nin uygulamaya konması için M. E. Bakanlığı nezdinde girişimde bulunmanız…
(2)   Başta, bir örneği adınıza düzenlendiği ifade edilen projeyi uygulamanız; böylece, Bakanlığınıza katkıda bulunmağa çağırdığınız herkese ( öğrencilere, işadamlarına, sanatkârlara, ev hanımlarına) örnek olmanız…
Saygılarımla.
Bilinçolog Galip Baran
Bilinç Üniversitesi (1) Kurucusu
TEL: (0252) 382 34 77 / (0535) 844 84 76
E-POSTA: galipbaran@windowslive.com
(1)     Bilinç Üniversitesi’nin:
(a)    İşlevi: “Bilgi Çağı”  üniversitelerinin, zamanla Bilinçoloji Ana Bilim Dalına dönüşebilecek “Bilinç Enstitüsü” ya da “Bilinç Kürsüsü” gibi bölümler kurmalarına yardımcı olmak; böylece, yalnız bilgili değil aynı zamanda bilinçli mimar, mühendis, doktor, sosyolog, psikolog, antropolog  v.b. meslek mensuplarının yetişmesine katkıda bulunmak.
(b)   Amacı:  Güçlünün haklı olduğu değil, haklının güçlü olduğu, dünyevi değerlerin yerini uhrevi değerlerin aldığı bir dünya düzeni kurmak.
ADRES:    Yalı Mahallesi / 4076 Sokak No: 5/2 / Turgutreis-BODRUM

****
DİĞERKÂMLIK (1) ANDI
Allah’ım!...
Bundan böyle, KIRMIZIDA DURACAĞIMA, eşdeyişle;

(A)
Aşırı tüketmeyeceğime,
Vergi kaçırmayacağıma,
Çevreyi kirletmeyeceğime,
Milli servete zarar vermeyeceğime,
Trafik kurallarını ihlâl etmeyeceğime,
Rüşvet vermeyeceğime/almayacağıma,
İmar yasasına aykırı işler yapmayacağıma,
Sağlığa aykırı alışkanlıklar edinmeyeceğime,
İş ahlakına (Ahilik İlkelerine) saygı göstereceğime,
Her şeyi devletten bekleme alışkanlığını terk edeceğime,

Bir başka deyişle, YOLSUZLUK YAPMAYACAĞIMA,

B)
Sayılan alanlarda yolsuzluk yapanları, “SOSYAL YAPTIRIM” olarak bilinen yöntemle uyaracağıma, ayrıca,

(C)
Uyardıklarıma, kendilerinin de başkalarını aynı yöntemle uyarmalarını önereceğime,
SÖZ VERİYORUM.
Adım-Soyadım: ……………………….Telefonum: ….……………. İmzam: ……………..
===================================================================
KIRMIZIDA DURMAK: Bireyin Allah’la sözleşmesi olup, onu erdeme (2) yönlendiren,  yolsuzluk yapmasını önleyen bir ilkedir (3).
SOSYAL YAPTIRIM:  “Kırmızıda geçmeğe kalkışanları utanmaktan başka bir tepki gösteremeyecek şekilde uyarmak”tır.
YOLSUZLUK: Bir görevi, bir yetkiyi kötüye kullanma, yasaya, kurala, yönteme aykırı iş yapma.
===================================================================
(1)   Diğerkâm (özgeci, elci, elsever ): Kendi yararından çok başkalarını düşünen, başkalarına yararlı olmaya çalışan, başkalarının iyiliği için elinden geleni esirgemeyen (kimse).
(2)   Erdem:  Ahlakın övdüğü ve ahlaklı olmanın gerektirdiği doğruluk, yardımseverlik, yiğitlik, bilgelik, alçakgönüllülük, iyi yüreklilik, ölçülülük gibi niteliklerin ortak adı. Fazilet
(3)  İlke:  Her türlü tartışmanın dışında, üstünde sayılan, anadüşünce ve inanış, baş kural. Prensip.

18 Mayıs 2012 Cuma

BİR "HAYAT HİKÂYESİ" HAKKINDA!..........

"hayat hikâye'm" meselesi hakkında!....


sevgili galip baran 
geçen sene benden bir hayat hikayesi, bir biyografi
yazmamı rica etmişti. 
kendi yaşam hikayesini. 
fakat kendisine de daha sonra bildirdiğim bazı nahoş sebeplerden dolayı bu yazı yazılamadı.
kendisinden özür diledim. 
her zamanki "sencilliği" ile gülüp geçti.
sağolsun...
aslında, 
galip baran'ın yazılması gereken bir hayat hikayesi yoktur.
aslında, 
galip baran'ın hayat hikayesini bilmeye kimseciklerin hakkı yoktur..
hiç kimse galip baran'ı bir terazide, kendi terazisinde, alemin terazisinde
tartıp değerlendirme hakkına sahip değildir.
bu hakka sahip olabilmek için insanların en az galip baran gibi bir yaşam  
sürmüş olmaları, en az bencilliği, sencilliği, tevazuyu onun kadar bilmeleri
onun kadar bu erdemlere sahip olmaları gerekir.
yoksa insanlık için, dürüstlük için, hukuka saygı için, düzen ve intizam için
durup dinlenmeden bir ömrü feda eden bir insanın yaşamını anlamak,
bu yaşamın nedenlerini anlayabilmek ne yazı ne de çizi ile olabilecek şeyler değildir.
bu bir özür yazısı değildir.
bir ömür boyu kendisini adadığı iyi ve güzel şeylere bence asla layık olmayan, onu bir türlü anlamak istemeyen, anlamak işlerine gelmeyen insanların; yazılmamış bir hikayenin kahramanını bilmelerine de hakları yoktur.
ama tarihte hikayeleri yazılmamış bir çok kahraman bu dünyanın gidişatina katkıda
bulunmuşlar ve zamanlar ötesinde hak ettikleri mertebeye yükseltilmişlerdir.
şu anda anlaşılmamış olmak galip baran'ın değil insanların suçudur.
kahrolası bencillikleri yüzünden...
bunu herkesin bilmesini rica ederim..
sevgilerimle
aykut yazgan